Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6494 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19747 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi : Afyonkarahisar İş MahkemesiTarihi : 23/09/2014Numarası : 2014/275-2014/544 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2)Davacı, davalıya ait işyerinde çalışırken iş akdinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 27.11.2013 tarihli ilamı ile özetle ve sonuç olarak, “...Somut olayda, davacının kıdemi dikkate alındığında devamsızlığı hayatın olağan akışına aykırı olup, mahkemece davacının (16,17,19,20).9.2011 tarihli tutanak tanıkları resen dinlenmeden eksik inceleme ile sonuca gidilmiş olması bozma nedenidir. Ayrıca davalı işverence fazla mesai yönünden bordrolarda, davacının gercekte fiilen yaptığı fazla mesaileri göstermeyen ve gerçekle örtüşmeyen sembolik fazla mesai tahakkukları yapılmış olup, mahkemece davalı tarafça ispat edilen fazla mesai miktarının hesabı yapılmak suretiyle, aylık bordrolardaki tahakkuk ettirilen fazla mesai ücretine ilişkin miktarlarda her ay itibariyle hesap edilen fazla mesai miktarlarından mahsup edilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken yanlış değerlendirmeyle fazla mesai alacaklarının reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleri ile bozulmuştur. Mahkeme bozma kararına uymuş, devamsızlık tutanakları altında imzası bulunanları tanık olarak dinlemiş ve davacının iş sözleşmesinin davalı işverence haklı olarak feshedildiği, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı, fazla mesai ücretinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın yeniden reddine karar vermiştir. Fazla mesai konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır. Öncelikle belirtilmelidir ki; 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere; Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, mahkeme yönünden; bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, kararda açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve yerine getirilmesi istenilen hususlar kapsamında, yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine, tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “BOZULMASINA” sebebiyet vermeyecek şekilde, özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir. Uzun yıllardan beri Yargıtay'ın kökleşmiş, sapma göstermeyen uygulamaları ve öğretide benimsenen usulü kazanılmış hak müessesesi, usul hukukunun dayandığı vazgeçilmez ana temellerinden biridir. Somut olayda; mahkemenin hükmüne uyduğu bozma ilamında, davalı işverence sunulan bordrolardaki fazla mesai tahakkuklarının davacının gerçekte yaptığı fazla mesaileri göstermediği, gerçekle örtüşmeyen, sembolik tahakkuklar olduğu belirtilerek davacının tanık anlatımları ise ispat ettiği fazla mesai ücretinden bordrolardaki tahakkukların mahsubu ile bakiye fazla mesai ücretinin hüküm altına alınması gerektiği belirtilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece davacının dinlettiği tanık anlatımlarına göre hesap edilecek fazla mesai ücretinden bordrolardaki tahakkukları mahsup edecek şekilde ek hesap raporu alındıktan sonra fazla mesai ücreti hakkında karar vermesi gerekirken bozma öncesinde gerekçe ile bozmanın gereği yerine getirilmeden talebin reddi hatalı olmuştur. O halde davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.