Mahkemesi : Mersin 4. İş MahkemesiTarihi : 11/06/2013Numarası : 2012/389-2013/302 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı, davalı şirketin Mersin bölgesi nezdinde bölge direktörü olarak göreve başladığında ticari hayatta teamül haline gelmesi nedeniyle teminat senedi vermek zorunda kaldığını ve davalı işverenin 13/07/2009 günü iş aktini haksız şekilde fesedip ardından davacıdan boş aldığı teminat senedini doldurmak suretiyle İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2009/39495 takip sayılı dosyasında aleyhine takibe koyduğunu bildirerek borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı, davacının ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı hareket etmesi nedeniyle iş aktinin 13/07/2009'da haklı nedenle feshedildiğini, davalının davacıdan ve diğer çalışanlardan teminat senedi alma uygulaması olmadığını, dava konusu senedin davacının zimmetine geçirdiği avanslarla özel harcamaları için verilmiş para karşılığı olarak davacı tarafından hazırlanıp imzalandığını, senedin bedel kısmının ise davacı tarafından doldurulmak istenmesi üzerine davalı şirket yetkililerince davacının iddiası doğrultusunda 29.178,00 TL olarak doldurulduğunu ancak, davacının belgeleri sunması üzerine cari hesap nedeniyle 19.778,85 TL ve havaleden kaynaklı 11.000,00 TL olmak üzere toplam 30.778,85 TL borcunun olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı şirket merkezinin olduğu İstanbul'da ticari defterler üzerinde inceleme yapan bilirkişi raporu esas alınarak davacının kapatılmayan avanslarının 30.778,85 TL olduğu, bu nedenle senedin bedelsizliğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında bulunan davaya konu icra takip dosyası incelendiğinde, 13/07/2009 keşide, 27/07/2009 vade tarihli ve 29.171,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak davalı tarafından davacı aleyhine 30/12/2009 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibine girişilmiş olup davacı bunun üzerine eldeki menfi tespit davasını açmıştır. Davacı senedi işe girerken boş olarak davalı tarafa teminat amaçlı verdiğini iddia etmiş, davalı ise cevabında fesih sonrası senedin bedel kısmının davalı şirket yetkililerince davacının bilgisi dahilinde kapatamadığı avanslara karşılık doldurulduğunu savunmuştur. Davaya konu senedin dayanaklarından alarak bildirilen cari hesap dökümündeki yürür bakiye olarak görülen 19.778,85 TL'nın taraflar arasındaki iş aktinin fesih tarihi ile bononun tanzim tarihi olan 13/07/2009 sonrasında 10/08/2009 tarihli virman olduğu; yine davacıya davalı yetkilisi M.. A.. tarafından havale edilip de davalıya alacak hakkı temlik edilen 07/05/2009 tarihli 11.000,00 TL'ye karşı davacının eksik ödenen ücretlerine karşılık olduğuna dair savunması bulunduğu ve senedin ticari defterlere islenmediği gözetildiğinde hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda bu hususlar yeterince araştırılmamış sadece davalı şirket yetkililerinin beyanları doğrultusunda savunmayı doğrulayıcı şekilde yetersiz bir inceleme yapılmıştır. Şu durumda, davaya konu senedin gerçekten veriliş amacının kapatılmayan avanslara karşılık mı, yoksa teminat amaçlı mı olduğunun açıklığa kavuşması açısından fesih tarihi sonrasındaki 10/08/2009 tarihli virmanlar ile davacının banka hesap hareketleri ile kendisine 09/05/2009 tarihinde davalı yetkilisi Mehmet Aydoğan tarafından havale edilen 11.000,00 TL'nın eksik ödenen ücretlerine karşılık olup olmadığının konusunda uzman bankacı ve mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetin incelettirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.