Mahkemesi : Samsun 2. İş MahkemesiTarihi : 18/06/2013Numarası : 2011/338-2013/455 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, müvekkilinin 01/01/1995-15/06/2011 tarihleri arasında davalının distribütörlüğünü yaptığı sigara dağıtım işinde şef olarak çalıştığını, iş akdinin davalı işverence tek taraflı olarak feshedildiğini, maaş+prim usulü çalıştığını, aylık ortalama 3.500,00 TL civarında ücret aldığını, kıdem ve ihbar tazminatınında bu ücret üzerinden hesaplandığını, 07:30-22:30-23:00 saatleri arasında haftanın 6 günü çalıştığını, ramazan bayramında 1 gün, kurban bayramında 2 gün izin haricinde genel tatil günlerinde de çalıştığını, yıllık izinlerinin bir kısmını kullanmadığını iddia ederek fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve yıllık ücretli izin alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, zamanaşımı definde bulunduklarını, davacının prim usulü ile çalıştığından fazla mesai ve genel tatil ücret hakkının bulunmadığını, yıllık ücretli izinlerini kullandığını, ayrıca bütün alacakları ödenen davacının ibraname verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamındaki deliller ve ek bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Somut olayda, davacı maaş+prim usulü çalışmakta olup bu usul de çalışanın fazla mesai ücreti alabilmesi için alabileceği fazla mesai ücretinin ödenen prim bedelinden yüksek olması, prim miktarının fazla çalışma süresini karşılamaması gerekir. Bu şartlarda işçi aleyhine oluşan fark bedele hükmedilir. Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporuna ekli tabloda dönemsel olarak fazla çalışma ücretleri ile prim ödemeleri karşılaştırıldığından fazla mesai ücreti yönünden aleyhe fark oluştuğu ancak çalışma süresi boyunca alınması gereken fazla çalışma ücretleri ile ödenen fazla mesai ücretleri ile primlerin toplamları karşılaştırıldığında davacıya ödenen pirim miktarının toplamda 87.276,42 TL olduğu halde ödenmemiş fazla mesai ücreti alacağının 55.476,03 TL olduğu, dolasıyla karşılanmamış fazla çalışma ücreti olmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, fazla çalışma ücreti isteminin tümden reddi gerekirken mahkemece bu yön gözetilmeksizin dönemsel karşılaştırma yapılarak bulunan miktarın hüküm altına alınması hatalı olup bozma nedenidir. 3-HMK'nun 26. maddesine göre hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Somut olayda, davacı asil 21/02/2012 tarihli oturumda alınan beyanında ilk 5 yıl yılda 6 gün, sonraki yıllarda ise yılda 12 gün yıllık izin kullandığını belirtmiş olmasına rağmen bilirkişi tarafından davacının 01/01/1995-15/06/2011 tarihleri arasındaki çalışma döneminde izin formlarıyla kullandığı anlaşılan 45 günlük yıllık izin süresi dışında yıllık izin kullanmadığının kabulü ile rapor tanzim edilmiş ve mahkemece de talep aşılmak suretiyle hazırlanan hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş olması isabetsizdir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.