Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6310 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16033 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : KDZ.Ereğli 1. İş MahkemesiTarihi : 28/12/2012Numarası : 2011/1132-2012/1204 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 27.12.2007-21.01.2011 tarihleri arasında tır şoförü olarak çalıştığını, davalı tarafça araçların satılacağı bahane gösterilerek iş akdine son verildiğini, bazı belgelerin boş, bazı belgelerin dolu olarak okutturulmadan imzalatıldığını, günde 18-20 saati bulan çalışmalar yaptığını, dini bayramların birinci günü dışında sürekli çalıştığını, hafta tatili kullandırılmadığını, hiçbir işçilik alacağının ödenmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacının iş akdini kendisinin feshettiğini, buna ilişkin kendi el yazısıyla yazdığı belge olduğunu, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, asgari ücretle çalıştığını, davacının fazla mesai yaptığını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir Taraflar arasında davacı işçinin fazla mesai ve hafta tatili çalışması yapıp yapmadığı uyuşmazlık konusudur. Fazla mesai ve hafta tatili çalışması yaptığını ispat yükü işçiye, çalışma olgusunun ispatlanması halinde ücretlerinin ödendiğini ispat yükü ise işverene aittir. Fazla çalışma ve hafta tatili çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışma ve hafta tatili çalışmasının yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların tanık beyanlarıyla sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalarda bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ve hafta tatili çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda, davacı hafta tatilleri de dahil olmak üzere günde 18-20 saat çalıştığını iddia etmiş, davalı ise davacının fazla çalışma yapmadığını savunmuştur. Davacı tanıkları davacının her gün çalıştığını, yolculuklar sırasında araçta uyuduğunu beyan etmişlerdir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanık anlatımlarına itibar edilerek uyku ve dinlenme süresi olarak günde 9 saat düşüldüğünde davacının günde 15 saat çalıştığı, haftalık çalışma süresinin 90 saat ve fazla çalışma süresinin ise 45 saat olduğu ile her hafta tatilinde çalıştığı kabul edilmiştir. Mahkeme, tanık beyanlarına göre oluşturulan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının fazla çalışma alacağı ve hafta tatili alacağı talebini kabul etmiştir. Ancak, davacı tanıklarının davacı ile aynı konuda aynı işverene karşı davaları mevcut olup aynı konuda açtığı davası bulunan ve davacı ile menfaat birliği içinde olan kişinin tanıklığına itibar edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, davacı tanıkları hakkında yalan beyanda bulunmaktan dava açıldığı da gözetildiğinde sadece davacı tanıklarının beyanlarına dayanılarak fazla mesai ve hafta tatili ücretlerinin hesaplanması da doğru olmamıştır. Yapılacak iş, davalı tanıklarının beyanları ve dosyaya sunulan diğer belgeler de değerlendirilmek suretiyle fazla mesai ve hafta tatili ücreti hakkında karar vermektir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.