Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6237 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22680 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Mersin 4. İş MahkemesiTarihi : 27/06/2013Numarası : 2012/870-2013/330 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2.Davacı vekili, davacının 09.10.2008-11.10.2011 tarihleri arasında çalıştığını, 24.06.2010 tarihinde iş kazası geçirdiğini, tedavisi nedeniyle iş göremezlik raporları verildiğini, rapor nedeniyle işten çıkarmanın yollarını arayan davalının iş akdinin feshinden önce tazminat ve alacaklarının ödeneceğini kendisine bildirmesine rağmen ödeme yapmayarak sözleşmesini 11.10.2011 tarihinde feshettiğini, tazminat ve alacaklarının tespiti için Adana Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğüne 21.03.2012 tarihli dilekçe ile başvurduğunu, incelemede işverenin iş akdini haksız yere feshettiğini, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretlerinin ödenmesi gerektiğinin tespit edelirek bu konuda işverene tutanak gönderildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının izin almaksızın ve haklı bir mazeret göstermeksizin işe gelmediğini, iş akdinin haklı olarak feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davalı işveren tarafından yapılan feshin haklı olduğu, haklı işveren feshinin sonucu olarak davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tazminatların ödeneceği söylenerek işten çıkarıldığını iddia etmiştir. Davalı ise 07.10.2011-08.10.2011 tarihleri arasında devamsızlık yaptığından sözleşmeyi haklı feshettiklerini savunmuştur. Sözleşmenin devamsızlık nedeniyle haklı olarak feshedildiğinin ispat yükü işveren üzerindedir. Davalı tanığı Fatih'de ifadesinde davacının işten ayrıldığı tarihte haklarının ödeneceği söylenerek işten çıkarıldığını söylediğini beyan ettiğinden davacının sözleşmesinin haksız feshedildiği anlaşılmakla kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi hatalıdır. 3.Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup işçiye çalışırken kullandırılmayan süreler fesih ile birlikte alacak hakkına dönüşür. Yıllık izin feshe bağlı alacaklardan olsa da feshin haklı veya haksız olmasının sonuca etkisi yoktur. Mahkemece yıllık izin alacağına hükmedilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.