Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6121 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23017 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : Sungurlu Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkesi Sıfatıyla)Tarihi : 14/05/2013Numarası : 2011/479-2013/198 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı, Sungurlu Belediye' sinde hizmet akdine bağlı olarak su deposunda bekçi olarak çalışırken 6111 sayılı Yasaya göre başka kuruma nakil olduğunu, su deposunda bekçi olarak çalıştığı döneme ilişkin olmak üzere bir gün 24 saat çalışma sonra 48 saat dinlenme olmak üzere çalışma yaptığından fazla çalışma alacağı doğduğunu, Belediye İş Sendikası üyesi olduğundan davalı Belediye Başkanlığı ile Belediye İş Sendikası arasında yapılan Toplu İş Sözleşmesinden de faydalandığını, Toplu İş Sözleşmesinin 49. maddesine göre haftada 45 saati aşan çalışmanın fazla çalışma olacağı ve her bir saat mesai için verilecek ücretin normal çalışma ücretinin %100 fazlasıyla ödeneceğinin belirtildiğini öne sürerek fazla çalışma ücreti alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı zamanaşımının gerçekleştiğini, Türkiye'deki tüm Belediyecilik çalışmalarının yönetmelik gereği 24 saat çalışma 48 saat dinlenme şeklinde gerçekleştiğini, hafta sonuna denk gelen mesai ücretlerinin ödendiğini, hafta içine gelenlerin ödenmediği, davacının fazla mesai ücreti almadığını fakat bunu izin şeklinde kullandığını savunarak reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacının 24 saat çalışma 48 saat istirahat şeklinde çalıştığı, davalının manaşımı defi nedeniyle 08/12/2006 - 28/10/2011 tarihlerini kapsayacak biçimde olan fazla mesai alacağı hesaplandığı, hesaplama yapılırken 24 saat olan çalışma süresinin yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda 14 saat olarak kabul edilerek hesaplandığı, dosyaya sunulan bordrolarda davacının sağlık mazeret izni gibi çalışmadığı dönemin bulunmadığı, hesaplamanın davalı belediye temsilcisinin kabul beyanına göre gerçekleştirildiği dikkate alınarak hakkaniyet indirimi uygulanmasına yer olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. İşyerinde su deposu bekçilerinin yirmidört saat çalışma ve ardından gelen kırksekiz saat dinlenme şeklinde çalıştıkları hususunda çekişme bulunmamaktadır. Davacının alacağının hesaplanabilmesi için ise öncelikle su deposu bekçisi olarak fiilen çalıştığı dönem işyeri belgeleri incelenerek kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Ayrıca işyeri puantajları ve işveren tarafından tutulan kayıtlar getirtilmeli, davacının yukarıda belirtildiği şekilde çalıştığı dönemler ile izinli ve raporlu olduğu günler dikkate alınmalıdır. Davacının, uyuşmazlık konusu tüm sürede aynı düzende çalışmış olduğunun kabulü ile hesaplama yapılması hatalıdır. 3-İş Kanununda fazla çalışmanın ispatı ile ilgili olarak özel bir hüküm bulunmamaktadır. Bu sebeple fazla çalışmanın ispatında ispat yükü genel hükümlere tabidir. Dolayısıyla fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi kural olarak bu iddiasını; fazla çalışma yaptığı gün ve saatleri ispat etmek zorundadır. Fiili bir olgu sözkonusu olduğundan, kural olarak işçi, fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir, tanık da dinletebilir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelere, işveren kayıtlarına değil, tanık anlatımına dayalı olması durumunda, mahkemece; fazla çalışma yapılan süreler tespit edilirken; işçinin uzun süre her gün fazla çalıştırılmasının hayatın olağan akışına ve insan doğasına uygun düşmeyeceği, yaşam tecrübelerine göre hiç hastalanmadan veya evlenme, ölüm, doğum, özel işleri gibi mazereti çıkmadan yıllarca sürekli fazla çalışma yaptığının kabul edilemeyeceği, işyerindeki üretim faaliyeti ve işçinin üstlendiği işin niteliği dikkate alınmadan sürekli iş gördürüldüğünün varsayılamayacağı, işçinin ara dinlenmesi, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde hiç dinlenme hakkını kullanmadan çalıştığının düşünülemeyeceği gözönünde tutularak, belirlenen fazla çalışma süresinden hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Mahkemece, somut olayda fazla çalışmanın tanık beyanları ile ispatlandığı kabul edilerek alacak hüküm altına alınmış olmasına karşın hakkaniyet indirimi yapılmadan karar verilmiş olması dahi kabule göre hatalı olmuştur. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.