Mahkemesi : Zile Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 18/07/2013Numarası : 2008/238-2013/246 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine 2-Davacı, davalı Belediye’de temizlik elemanı olarak çalışırken emekli olmak suretiyle iş akdini feshettiğini, eksik ödenen kıdem tazminatı farkı ile ilk ödenen kıdem tazminatının geç ödenmesinden kaynaklanan faiz alacağı, ikramiye, ilave tediye ve TİS’den kaynaklanan sosyal yardımların ve bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacıya tüm haklarının ödendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda, davalı Belediye tarafından sunulan 31.3.2008 tarihli ödeme emri içeriğine göre, davacıya 2001-2005/2006 ve 2007 yıllarına ait ikramiye ve elbise parası olarak 2.114,62 TL ödemesine karar verilip ve bu meblağın çek olarak davacıya verildiği, davalı Belediyenin banka ekstresine göre de, davacının 31.3.2008 günü çeki paraya çevirmiş olduğu sabittir. Ödeme emrinin ekindeki belgelerin incelenmesinde; (313,80 + 321,56+321,56 TL 2007 yılı 3 ayrı ikramiye) + (106,70 + 107,00 TL 2006 ve 2007 yılı elbise parası ) + (838,00TL 2001-2005 yıllarına ait elbise parası ) + (160 TL 2001-2005 arası enflasyon farkı) = 2.168.62 TL ödendiğine dair imzalı bordroların varlığı sabittir. Ödeme belgelerinin toplam tutarı, bankaya yatan toplam paraya göre 54,00 TL eksiktir. Her ne kadar davacı ödeme bordrolarındaki imzanın kendisine ait olmadığına dair itiraz etmiş ve alınan raporda bu konuda net bir sonuca varılamadığı bildirilmiş ise de , ödeme belgesindeki miktar ile ödeme belgelerindeki miktarın uyumu ve çeke konu belgede de, özellikle dökümü yapılan alacakların davacının talep ettiği alacaklar olması göz önünde tutulduğunda çek ile davacıya yapılan ödemenin, TİS’den kaynaklı ikramiye, elbise yardımı ve enflasyon farkını ödemeye yönelik olduğu açıktır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, çek bedeli ile ödeme belgeleri miktarı arasındaki 54.00 TL farkın nereden kaynaklandığı ve ödenip ödenmediği hususunu açıklığa kavuşturup bir karar vermekten ibarettir. 3-Mahkemece , davacının kıdem tazminatının geç ödenmesinden kaynaklanan faiz talebi üzerine hükmün (f) fıkrasında “Net 72,79 TL kıdem tazminatı faizi alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu haliyle faize faiz yürütülmesine karar verilmiş olmaktadır ki, bu durum 818 sayılı Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın 3'üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülemez ilkesine aykırılık oluşturur. Mahkemece bu yön üzerinde durulmaksızın birikmiş faiz alacağının hüküm altına alınması da isabetsizdir. Yapılacak iş; birikmiş faiz alacağı talebinin reddine, davalı belediye tarafından ilk ödenen miktar yönünden akdin feshi tarihi olan 15.3.2008 tarihinden itibaren, mahkemece kabul edilen miktar yönünden ise, taleple bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile tahsiline karar vermekten ibarettir. Mahkemece, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır. 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. Maddesine göre; “MADDE 12 – (1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.666,66 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez.” Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 12.maddesindeki düzenlemeye göre avukatlık ücretinin tayini açısından aşağıdaki şekilde inceleme yapılmalıdır: a.440,00 TL’ye kadar kabul veya reddedilen alacaklar açısından AAÜT 12/2 son cümlesi gereği avukatlık ücreti asıl alacağı geçemeyeceği için kabul veya reddedilen alacak kadar avukatlık ücretine hükmedilmelidir. b.400,00 TL-3,666,66 TL aralığında kabul veya reddedilen alacaklar açısından AAÜT 12/2 maddesi gereği avukatlık ücreti icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen 440,00 TL’dir. c.3,666,66 TL ve üzerinde kabul veya reddedilen alacaklar açısından AAÜT 12/1 maddesi gereği avukatlık ücreti tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi olarak belirlenecektir. Mahkemece reddedilen alacak miktarı 2.081,28 TL olmakla hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 2013 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınmadan fazla avukatlık ücretine hükmedilmesi hatalı olup bozma sebebidir O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, taraflara iadesine, 17.3.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.