Mahkemesi : Adana 5. İş MahkemesiTarihi : 14/03/2013Numarası : 2011/1008-2013/163 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2.Davacı vekili, davacının 19.02.2010 - 14.08.2011 tarihleri arasında çalıştığını, sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 14.08.2011 tarihli feshin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin gerekçeli kararında feshin 14.08.2011 tarihinde yapıldığı kabul edilmesine rağmen hüküm fıkrasında faiz başlangıcının iş sözleşmesinin devam ettiği 10.03.2011 tarihi olarak gösterilmesi hatalı olup bozma nedenidir. 3.Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 63 üncü maddesinde çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiştir. Ancak tarafların anlaşması ile bu normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. Yasanın 41 inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalar olup, 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz. Fazla çalışma alacağı kural olarak haftalık hesaplanmalıdır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda günlük ve haftalık fazla çalışma saatlerinin denetime elverişli olarak tespit edilip gösterilmeden hesaplama yapılmıştır. Kural olarak fazla çalışmanın bordro ile tahakkuk ettirildiği ayların hesaplama dışı bırakılması gerekir. İşçi eğer bordroda tahakkuk eden sürenin üzerinde çalışmışsa bordronun gerçeği yansıtmadığını ihtirazi kayıt koyarak tanıkla ispat edebileceği gibi ihtirazi kayıt koymadan yazılı belge ile de ispat yoluna gidebilir. Bilirkişi raporunda yine gerekçe gösterilmeden tahakkuk bulunan ayların dışlanması yerine mahsubu yoluna gidilmiştir. Mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak çalışma saatleri de belirtilmek ve haftalık hesaplanmak ve tahakkuk bulunan ayların aksi ispatlanamadıysa bu aylar dışlanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken denetime elverişli olmayan bu ilkelere uygun hesaplama yapılmayan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 17/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.