Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6053 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16920 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Adana 5. İş MahkemesiTarihi : 14/03/2013Numarası : 2011/964-2013/162 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.2.Davacı vekili, davacının 8 yıldır işyerinde çalıştığını, işyerinde iş kazasından kaynaklı bir dava için yapılan keşif sırasında makineyi çalıştırdığında bilirkişilerin hayatını tehlikeye attığında ve görevini savsakladığından dolayı sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının kimseye danışmadan keşif esnasında kalabalık ortamda fotoğraf çekilirken makineyi çalıştırması sonucu iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü savunarak davanın esas ve husumet yönlerinden reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.İş sözleşmesinin, işçinin kendi isteği ile veya işini savsaması sonucu işin güvenliğini tehlikeye düş??rmesi nedeniyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işçinin isteği ile ya da işini ihmal etmesi sonucu işyerindeki işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi hali işverenin haklı fesih nedenleri arasında gösterilmiştir. İş güvenliği hükümleri, işçi sağlığı ve güvenliğini korumaya yönelik titizlikle uyulması gereken kurallardır. Bu konuda işverenin alması gereken tedbirlerin yanında işçinin de yükümlülükleri vardır. İşçinin kasıtlı bir davranışı ya da görevini savsaması sonucu işin güvenliği yönünden bir tehlike meydana gelmesi durumunda, işveren açısından derhal “haklı nedenle fesih hakkı” ortaya çıkar.İşçinin bu konuda uyarılması veya hatırlatmada bulunulmasına gerek olmadığı gibi, belli bir zararın oluşması da gerekmez. Aynı bentte belirtilen işçinin otuz günlük ücretinin tutarıyla karşılanamayacak bir zarar vermesi, işin güvenliğini tehlikeye düşürmekten bağımsız bir fesih nedenidir.Güvenlik hizmeti veren bekçinin uyuması veya görev yerini terk etmesi, yanıcı ve patlayıcı maddelerin bulunduğu yerde yasaklanmış olmasına rağmen sigara içilmesi, basınçla veya yüksek ısıyla çalışabilir bir cihazın kontrolü ile görevlendirilen işçinin görevini savsaması gibi durumlar, işin güvenliğini tehlikeye düşüren davranışlara örnek olarak verilebilir.Somut olayda Mahkemece hiçbir gerekçe ve delil tartışması yapılmaksızın feshin haksız olduğu kabul edilmiştir.Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur.Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur.Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktırOlay mahallinde kırpıntı makinasından anlayan iş güvenliği uzmanlarından oluşan heyetle keşif yapılmadan, makinanın keşif esnasında çalıştırılmasının hayati tehlike yaratıp yaratmayacağı tespit edilmeden eksik inceleme ile gerekçe de gösterilmeden feshin haksız olduğuna karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.