Mahkemesi : Adana 1. İş MahkemesiTarihi : 14/03/2013Numarası : 2011/426-2013/97 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine 2-Davacı, davalı işyerinde transmikser şoförü olarak çalışırken iş akdinin işveren tarafından haksız olarak sonlandırıldığından bahisle ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının iş akdinin haklı nedenle sonlandırıldığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen ibranamenin geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Türk Hukukunda ibra sözleşmesi 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olup, kabul edilen Yasanın 132 inci maddesinde “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, taraflar??n şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” şeklinde kurala yer verilmiştir. İşçi ve işveren arasında işverenin borçlarının sona erdirilmesine yönelik olarak Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlülüğü öncesinde yapılan ibra sözleşmeleri yönünden geçersizlik sorunu aşağıdaki ilkeler dahilinde değerlendirilmelidir: -Miktar içeren ibra sözleşmelerinde alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde, Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir Miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz etkisini ortadan kaldırmaz . İbraname savunması, hakkı ortadan kaldırabilecek itiraz niteliğinde olmakla yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir (Yargıtay HGK.27.1.2010 gün 2009/9-586E,2010/31 K) Somut olayda, mahkemece, matbu olması nedeniyle hükme esas alınmayan 28.8.2008 tarihli ibraname ile davacıya 357,67 TL brüt (ve 301,88TL net) ihbar tazminatı ödemesi yapıldığı belirtilmiş ve ekinde sunulan ödeme belgelerinde de davacı aldığını beyan ederek imzalamıştır. Bu durumda ibraname geçerlidir ve itibar edilmesi gerekir. Ek bilirkişi raporunda bilirkişi bu ibranameye itibarla, miktar yazılı olması nedeniyle miktar olarak mahsubun yapılması gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece davacıya ödenen ihbar tazminatı mahsup edilerek kalan miktarın kabulüne karar verilmesi gerekirken mahsup yapılmadan karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, davalıya iadesine, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.