Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5735 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23199 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : İskenderun 1. İş MahkemesiTarihi : 07/06/2013Numarası : 2012/697-2013/864 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, Toplu İş Sözleşmesi hükümleri de gözetilerek fazla çalışması karşılığı alacağının ödenmediğini belirterek fazla çalışma alacağını talep etmiştir. Davalı, davacının yönetici konumunda olması nedeniyle çalışma düzenini kendisinin belirlediğini, ayrıca fazla çalışma alacağının bulunmadığını öne sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikleişyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçi, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğar. O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir. Ayrıca fazla çalışma alacağından yapılan indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir. Somut olayda; öncelikle davacının yönetici konumunda olup olmadığının irdelenmesi zorunludur. Dosya içinde bulunan 28.09.2011 ve 06.01.2012 tarihli uyarı/yazılı savunma istemli yazılardan anlaşılacağı üzere davacı işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yöneticinin bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Hal böyle olunca işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden, Toplu İş Sözleşmesinde belirlenen süreyi aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı mevcut olarak kabul edilmelidir. Ayrıca davacı davasını ispat noktasında işyeri kaydı olan işe devam çizelgelerine dayanmıştır. Dava dosyasına getirtilen işe devam çizelgelerinde davacının imzası ve davalının onayı mevcut olup bu işe devam çizelgelerinin sahteliği de ileri sürülmemiştir. Görüşü hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma alacağı miktarını yazılı delil niteliğinde olan bu işe devam çizelgelerine dayandırarak belirlemiştir. Kaldı ki davalı tarafından da bu belgelenin aksi aynı kuvvet ve mahiyette başka bir belge ile de kanıtlanmış değildir. Yukarıda vurgulandığı üzere fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda hakkaniyet indirimine gidilemeyecektir. Hal böyle olunca mahkemece davacı işçinin fazla çalışma süresinin işveren kayıtlarına dayanan yazılı belge ile kanıtlandığı gözetilerek hakkaniyet indirimi yapılmaksızın hüküm kurması gerekirken yazılı belge ile ispatlanan fazla çalışma süresi karşılığı ücret miktarından hakkaniyet indirimi yapılarak hüküm kurulması isabetsiz olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.