Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava konusu 126 ada 526 ve 527 parsel sayılı sırasıyla 1193,44 m2 ve 682,16 m2 yüzölçümündeki taşınmazlardan 126 ada 526 parsel sayılı taşınmaz miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... ve paydaşları adına paylı olarak, 126 ada 527 parsel sayılı taşınmaz ise malikinin bilinemediğinden sözedilerek tarla niteliği ile davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın kendisi ile birlikte dava dışı ... ........ ve .......... adına eşit paylı olarak tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava ve temyize konu 126 ada 526 ve 527 parsel sayılı taşınmazların davacının tutunduğu senet kapsamında kalmadığı, kadastro komisyonu tarafından yapılan inceleme sonunda davacının itirazının reddine karar verildiği, bu hale göre davacının davasını ispat edemediği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. ??öyle ki; dosya içeriğine göre dinlenilen yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tutanak bilirkişilerinin beyanları soyut nitelikte gerekçesiz, taşınmazların öncesine ve taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe yönelik bilgi vermekten uzak, olaylara dayanmayan sözlerden ibaret olduğu gibi dava konusu taşınmazlar tapuda kayıtlı olmadığına göre menkul mal hükümlerine tabi olduğu, bu nedenlerle yanlar arasındaki uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre ../.. çözümleneceği kuşkusuz olup mahkemece zilyetlik yönünden yapılan araştırma ve soruşturmada yetersizdir. Böylesine yetersiz araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulamaz. O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi fen elemanı ve uzman ziraatçi bilirkişi tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, dava konusu taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi ile taşınmazlar üzerinde kimin zilyet olduğu hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, tespitte saptanan hukuksal olgu dikkate alınarak tutanak bilirkişileri hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık ile yapılması muhtemel keşifte dinlenecek olan yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında aykırılık varsa duraksamasız giderilmeli, daha sonra uzman ziraatçi bilirkişi ve mahkeme heyeti hazır olduğu halde, taşınmazlar bizzat mahkemece görülüp, gözlenmeli, gözlem keşif tutanağına aynen yansıtılmalı, taşınmazların fotoğrafları çektirilmeli, özellikle davacı ve paydaşları adına tespit edilen dava dışı 126 ada 517 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu taşınmazların zeminde fiili olarak doğal veya yapay sınırlar ile birbirinden ayrılıp ayrılmadığı, taşınmazların tek parsel görünümünde olup olmadığı, taşınmazların meyil durumu, fiziksel yapısı, dıştan komşu taşınmazlarla toprak mukayesesi yapılmalı, komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, komşu taşınmazların tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınmış ise nizalı parsel yönünü sözü edilen kayıt ve belgelerin ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği üzerinde durulmalı, yine davacının dayanağı zilyetliğin devrine dair senet yerel ve uzman bilirkişi eli ile yerine uygulanarak yerel bilirkişi, tanıklar ve tutanak bilirkişilerden dava konusu taşınmazlar üzerinde davacının zilyet olup olmadığı ve böylelikle davacı dayanağı senedin zilyetlikle birleşip birleşmediği araştırılmalı, uzman bilirkişi fen elemanından keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişiden ise mahkeme gözlemini yansıtmaya elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, daha sonra davanın dayanağını oluşturan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmüne göre davacı taraf ile ortak miras bırakanı ölmüş ise ortak miras bırakanın varsa, dava dışı mirasçılarının onaylı nüfus kayıt örnekleri ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilerek kimlikleri bu yolla sağlıklı biçimde belirlenip ilgililer adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği, Kadastro, Tapu Sicil ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, somut olayın özelliğine göre davacı ile davacının adlarına tescil istediği dava dışı .......... ve ... ........ arasındaki mirasçılık ve akrabalık ilişkisini gösterir nüfus kayıtları Nüfus Müdürlüğü'nden getirtilerek incelenmeli, gelen nüfus kayıtlarına göre davacı ile dava dışı ... ........ ve .......... arasında mirasçılık ilişkisinin bulunmadığı belirlendiği takdirde davacının dava dilekçesinde adlarına tespit istediği dava dışı ... ........ ve ..........'in dosyada davacı olmadıkları gibi hali hazırda davaya usulüne uygun bir katılmalarının da bulunmadığı gözetilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı ...'in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacı ...'e iadesine, 29.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.