Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5619 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20112 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 13/06/2013Numarası : 2012/264-2013/313 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı hastanede temizlik işçisi olarak en son davalı işçisi olmak üzere çeşitli alt işverenler nezdinde 1998-31.12.2011 tarihleri arasında çalıştığını, emekli olarak işten ayrıldığını, 14 gün dışında izin kullanmadığını, milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili davacının davalı nezinde sadece 4 yıl belirli süreli ihaleler kapsamında çalıştığını, geçmiş dönemden sorumlu tutulamayacağını, emekli olarak işten ayrıldığını, tazminat ödenmesi gerekmediğini, yıllık izinlerini kullandığını, tatil günlerinde çalışmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davacının dava dışı alt işverenler nezdinde en son davalı nezdinde çalıştığını, emekli olarak işten ayrıldığı, kıdem tazminatına hak kazandığı, bilirkişi raporunda hesap edilen alacaklarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. .../.. Davacı vekili davacının yıllık izinlerini kullanmadığını iddia ederek yıllık izin ücreti talep etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yıllık izin kullanımına ilişkin belge sunulmaması nedeni ile tüm hizmet süresi için hesap edilen yıllık izin süresinden davacının kabulünde olan 14 günün mahsubu ile bakiye 208 gün için asgari ücret üzerinden yıllık izin ücreti brüt 5803,20 TL olarak hesap edilmiş, yasal kesintilerden sonra yıllık izin ücretinin net 7159,00 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece bu miktar hüküm altına alınmış ise de brüt 5803,20 TL'sının neti 7159,00 TL olamayacağından hesaplama hatası ile fazlaya hükmedilmesi hatalı olmuştur. 3-Kıdem tazminatına işletilen faizin başlangıç tarihi konusu taraflar arasında ihtilaflıdır. Dava dosyası içeriğinden davacının iş akdinin emeklilik nedeni ile sona erdiği anlaşılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 120. maddesi yollamasıyla yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14. maddesinin 4. bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan bent uyarınca fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandık hükümlerine göre yaşlılık, emeklilik, malüllük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması gerekir. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, malûllük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar ve faiz başlangıcı da bu tarih olarak esas alınmalıdır. Dosya içinde bulunan SGK'dan gönderilen yazıya göre emeklilik konusunda davalı işveren ile yazışma yapılmadığı, davacının toplu ödemeye hak kazandığına dair belgeyi işverene verdiğini iddia ve ispat zımnında belge ibraz etmediği anlaşılmaktadır. Böyle bir belgenin varlığı halinde kıdem tazminatı için faize işverene bildirim tarihinden; aksi halde dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. O halde davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.