Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5603 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 5966 - Esas Yıl 2008





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:Dava ve temyize konu 123 ada 9, 10 ve 124 ada 72 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitlerine bir kayıt ve belge esas alınmamıştır. Davacı taraf tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. İddianın öne sürülüş biçimi, davalı tarafın savunması, dosya kapsamında toplanıp değerlendirilen deliller eşliğinde saptanan dava niteliği dikkate alındığında yerel mahkemece varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmediği gibi mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma da hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı tarafın tutunduğu dava ve temyize konu 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlara ait olduğu öne sürülen tapu kaydının yüzölçümünden fazlası ile dava dışı 123 ada 11 parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğü, tapu kaydında doğuda ve güneyde tarif edilen sınır yerleri dışında kalan diğer sınır yerlerinin taşınmazların çevresinde eylemli biçimde bulunmadığı anılan sınır yerlerinin açık kaldığı bu nedenle tutunulan tapu kaydının kapsamının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca yüzölçümü ile belirlenmesinin zorunlu olduğu dikkate alındığında dava ve temyize konu 123 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazları tutunulan tapu kaydının hukuken ve eylemli olarak kapsaması olanaksızdır. Hal böyle olunca sözü edilen taşınmazlara yönelik yanlar arasındaki uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümleneceği kuşkusuzdur. Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere göre dava konusu 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların haritasında (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kesimleri dışında kalan taşınmaz bölümleri üzerinde davacı tarafın zemini ekonomik amacına uygun olarak kullanmak koşulu ile iktisap sağlayan süreye ulaşan zilyetliğinin bulunmadığı, mahkemece toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Bu durumda anılan taşınmaz bölümleri üzerinde davacılar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13 ve 14. maddesi hükümlerinde öngörülen mülk edinme koşullarının gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Öte yandan dava ve temyize konu 123 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların haritasında (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümleri üzerinde davacıların iktisap sağlayan süreye ulaşan zilyetliklerinin bulunduğu dosya içeriğine göre belirlenmiş isede tesbitte saptanan hukuksal olgu ile keşifte saptanan hukuksal olgu arasında açık bir deyişle tesbit tutanağı bilirkişilerinin anlatımları ile hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu halde mahkemece tesbit tutanağı bilirkişilerinden biri dinlenmiş, diğer tutanak bilirkişileri dinlenmediği gibi davanın dayanağını oluşturan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/son maddesi hükmünde öngörülen kısıtlamalarla ilgili olarak bir araştırma ve soruşturma da yapılmamış olması isabetsizdir. Davalı hazinenin 124 ada 72 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı taraf hazinenin tahsis ve temliki ile oluşan ve iskan yoluyla oluştuğu saptanan tapu kaydına dayanmıştır. Dayandığı tapu kaydının dava dışı 124 ada 71, 73 ve 74 parsel sayılı taşınmazlara yüzölçümünden fazlası ile revizyon gördüğü anlaşılmaktadır. Ne varki, tutunulan tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerinin koşullarının varlığı halinde değişmez nitelikte sınır yerleri olabileceği tarif edilen sınır yerleri ve uzman bilirkişi tarafından düzenlenen harita kapsamından anlaşılmaktadır. Ne varki, anılan tapu kaydının kapsamının belirlenmesine ilişkin mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma da yetersizdi. O halde dayanılan tapu kaydının revizyon gördüğü dava dışı 123 ada 71,73 ve 74 parsel sayılı taşınmazlarla birlikte dava konusu 124 ada 72 parsel sayılı taşınmazı ve bu taşınmazlara dıştan komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita Kadastro Müdürlüğünden getirtilmeli, bundan sonra dıştan komşu taşınmazların tespit tutanakları ve varsa dayanakları kayıtlar davalı iseler dava dosyaları getirtilmeli, özellikle dava konusu 123 ada 72 parsel sayılı taşınmaza dıştan komşu "Oğruca" köyüne ait komşu taşınmazların varsa tapu yada vergi kayıtları anılan taşınmazlar kadastro görmüş ise düzenlenen tesbit tutanakları varsa dayanakları kayıtlar davalı iseler dava dosyaları da getirtilmeli, daha sonra dayanılan tapu kaydının dava dışı başka taşınmazlara revizyon gördüğü dikkate alınarak anılan taşınmazların davalı olduğu saptandığı takdirde usulün 45 ve onu izleyen maddeleri hükmü uyarınca dava dosyalarının birleştirilip birleştirilmeyeceği yönü üzerinde durulmalı, vurgulanan bu olgunun dava ekonomisi ve kaydın kapsamının sağlıklı biçimde belirlenebilmesi için zorunlu olduğu özellikle dikkate alınmalı, daha sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, fen elemanı ve uzman ziraatci bilirkişi tutanak bilirkişilerinin tümü, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde 123 ada 72 parsel sayılı taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte yerine uygulanmalı, uygulamada dayanılan tapu kaydının revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar özellikle gözönünde tutulmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu 123 ada 72 parsel sayılı taşınmazın dayanılan tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, dava konusu taşınmazın tümü yada bir bölümü dayanılan tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde kayıt kapsamı dışında kalan taşınmaz yada taşınmaz bölümleri yönünden yeterli biçimde zilyetlik araştırması yapılmalı, bu konuda taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı ayrı ayrı bilgiler alınmalı, tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tespit tutanağı bilirkişileri de çekişmeli taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek, çelişki giderilmeli, daha sonra uzman ziraatci bilirkişi berabere alınarak dava konusu 123 ada 72 parsel sayılı taşınmaz birlikte gezilip görülüp gözlenmeli, gözlem keşif tutanağına aynen yansıtılmalı, anılan taşınmazın tesbitte türünün ham toprak olarak nitelendiği gözönüne alınarak taşınmazın fiziksel yapısı meyil durumu taşınmazda toprak yada taş unsurundan hangisinin galip olduğu belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile dıştan komşu taşınmazların toprak yapısı belirlenmeli, saptanan bu doğrultuda hukuki ve eylemli olgular keşif tutanağına aynen yansıtılmalı, uzman bilirkişi fen elemamından keşfi izlemeye,yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde uzman ziraatci bilirkişiden ise gözlemi yansıtmaya elverişli ayrıntılı, gerekçeli raporlar alınmalı, bundan sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13,20,14,14/son ve 18.maddeleri hükmü eşliğinde toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA-25.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.