Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5423 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15694 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Çorum 1. İş MahkemesiTarihi : 05/02/2013Numarası : 2007/831-2013/75Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, fazla mesai ücretlerinin ödenmesini istediği ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini talep ettiği için iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, prim ve yıllık izin alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı A.. Şirketi, davacının devamsızlığı nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının işçilik alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iş akdinin davacı işçi tarafından sigorta primlerinin düşük gösterilmesi, fazla mesai ve diğer işçilik alacaklarının ödenmemesi üzerine haklı nedenle feshedildiği kabul edilerek davalı A.. Toprak San. Tic. Ltd. ŞTi. yönünden davanın kısmen kabulü ile kıdem tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram genel tatil alacaklarının kabulüne, ihbar tazminatı, yıllık izin ile prim alacağı taleplerinin reddine karar verilmiş olup, davalı A.. Toprak San. Ve Tic. Ltd. Şti. Yönünden ise pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Taraflar arasında, iş sözleşmesinin feshinden sonra işyerinin devri durumunda, devralan işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olup olmayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 2004 sayılı İ.İ.K. md. 280 alacaklılara zarar vermek amacıyla yapılan tasarrufların iptalini düzenlemektedir. Anılan maddenin 1. fıkrası " Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflas yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır" hükmünü içermektedir. Buna göre alacaklılara zarar verme kastıyla yapılmış olan işlemin iptali İ.İ.K. Kapsamında mümkündür. İşlemi yapan tarafın zarar verme kastıyla hareket ettiğinin ispatı alacaklıya düşmekte ise de bazı durumlarda işlemin zarar verme kastıyla yapıldığı konusunda karineler mevcuttur. Bu kapsamda İ.İ.K. md. 280/3. fıkrası "Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiği kabul olunur. Bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir." hükmünü içermektedir. Yasa maddesinin bu fıkrasına göre işlem yapanın, alacaklı zararına işlem yaptığı yönünde alacaklı lehine karine söz konusudur. Bu karine kapsamında, borçlu tacir ticari işletmesindeki mallarının tamamını veya bir kısmını ya da işletmesinin bulunduğu taşınmazını satmış ise aksi ispat edilmediği sürece, alacaklılarına zarar verme kastıyla hareket etmiş olduğunun kabulü gerekir. İşletmeyi devreden açısından zarar verme kastıyla hareket edildiği yönündeki bu karinenin yanı sıra, ticari işletmeyi devralan ve işletmeyi işgal eden kişinin de devreden borçlunun zarar verme kastını bildiği kabul edilir. Ticari işletmeyi devreden kişi ile devralan kişi arasında irtibat bulunması halinde devir işleminin zarar verme kastıyla yapıldığı yönündeki bu karine ayrıca önem kazanır. 2004 sayılı İ.İ.K. nun tasarrufun iptaline ilişkin 280. maddesi yanı sıra, 818 sayılı Borçlar Kanununun 179. maddesi "Bir mameleki veya bir işletmeyi aktif ve pasifleriyle birlikte devralan kimse, bunu alacaklılara ihbar veya gazetelerde ilan ettiği tarihten itibaren onlara karşı mamelekin veya işletmenin borçlarından mesul olur; şu kadar ki, iki yıl müddetle evvelki borçlu dahi yenisiyle birlikte müteselsilen mesul kalır; bu müddet muaccel borçlar için ihbar veya ilan tarihinden ve daha sonra muaccel olacak borçlar için de muacceliyet tarihinden itibaren işlemeye başlar." hükmünü içermektedir. Aynı zamanda 818 sayılı yasadan sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 203. maddesi "Bir işletme, başka bir işletme ile aktif ve pasiflerin karşılıklı olarak devralınması ya da birinin diğerine katılması yoluyla birleştirilirse, her iki işletmenin alacaklıları, bir malvarlığının devralınmasından doğan haklara sahip olup, bütün alacaklarını yeni işletmeden alabilirler." hükmünü içermektedir. Buna göre bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan kişi, bunu alacaklılara ihbar ve ilan ettiği tarihten itibaren onlara karşı mamelek ve işletmenin borçlarından sorumludur. Somut olayda; davacının iş sözleşmesi 21.05.2007 tarihinde feshedilmiş olup, kabule göre fesih davacı tarafça haklı olarak yapılmış ve bilirkişi raporunda hesaplanmış olan alacaklara hak kazanmıştır. Davacı işçinin sözleşmesinin feshinin üzerinden 1 aylık süre geçtikten sonra 21.06.2007 tarihinde, işveren A.. Toprak San. Tic. Ltd. Şti. ne ait işyeri ve işyeri arsası, davalı A.. Toprak San. Ve Tic. Ltd. Şti. ne devredilmiştir. Mahkemece, davalı şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, devreden şirketin alacaklıları zarara sokmak kastıyla hareket edip etmediği ve işletmeyi devralan davalının işletmenin borcu niteliğinde olan işçilik alacaklarından sorumlu olup olmayacağı konularında araştırma yapılmaksızın, davacının iş sözleşmesi feshedildikten sonra devir olgusu gerçekleştiği gerekçesi ile, davalı A.. Toprak San. ve Tic. Ltd. Şti. bakımından husumet yokluğu nedeniyle red kararı verilmiştir. Yapılacak iş, her iki şirketin ticari sicil kayıtları getirtilerek, her iki şirket arasında organik bağ bulunup bulunmadığı hususu ve işletmenin bulunduğu arsanın devrine ilişkin olarak, tapuda satış olarak gösterilen işlemin muvaazaya dayalı olup olmadığı hususu açıklığa kavuşturulduktan sonra, işletmeyi devralan A.. Toprak San. Ve Tic. Ltd. Şti. nin sorumluluğu hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile işletmeyi devralan davalı şirket hakkında husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması bozma nedenidir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.