Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5404 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2764 - Esas Yıl 2010





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve soruşturma, toplanan deliller hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi varılan sonuç da davanın niteliğine ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29.maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, 30.madde hükmünde de; doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Somut olaya gelince; davacılar, H... A.. oğlu M.....'in bekar ve çocuksuz olarak seferberlik yıllarında öldüğünü, bekar ve çocuksuz olarak ölmesi nedeniyle geride kardeşlerinin kaldığını ve mirasının kardeşlerine gitmesi gerektiğini, oysa davalılar tarafından alınan Batman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/59 E.-2009/63 K. sayılı mirasçılık belgesinde davalıların mirasçı gösterildiğini belirterek iptalini istemişlerdir. Mahkemece; davacı tanıklarının beyanları dikkate alınarak mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmiştir. Davacıların mirasçılık belgesinin iptalini isteyebilmesi için miras bırakan ile kendileri arasındaki irs bağını ve kendilerinin mirasçı olduklarını duraksamaya yer vermeyecek biçimde kanıtlamaları zorunludur. Miras bırakanın nüfusta kaydının bulunmaması nedeniyle her türlü delille bu durumun ispat edilmesi mümkündür. Dinlenen tanık beyanlarından H... A.. oğlu M.....'in bekar yada çocuklu öldüğü hususunda bilgi elde edilememiştir. Öte yandan ölüm tarihi itibarıyle dinlenen tanıkların bu hususu bilmeleri de düşünülemez. Ne var ki, dosyada bulunan 1953 tarihli tapulama tutanaklarında H... A.. oğlu M.....'in mirasçılarından söz edilmektedir. Hal böyle olunca somut olayda tapu kayıtlarının incelenmesi zorunludur. Mahkemece 1953 tarihli tapu kayıtlarının dayanağını teşkil eden Haziran 290 tarihli tapu kaydı, tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Sicil Genel Müdürlüğü veya Batman Tapu Müdürlüğünden istenerek incelenmeli, gerekirse konusunda uzman olan bilirkişiden rapor alınmalı, dosya içeriğindeki deliller birlikte incelenerek davacıların davalarını ispat edip etmedikleri duraksamasız belirlenmeli, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir hüküm verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın, eksik araştırma ve soruşturma ile ve deliller tam olarak toplanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin ödenen 91,05 TL temyiz harcının istek halinde davalı tarafa iadesine, 30.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.