Mahkemesi : Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 08/05/2013Numarası : 2010/220-2013/256 Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm taraflarca süresi içinde temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşma istenmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı vekilinin sunduğu temyiz dilekçesinde mahkeme kararının hangi nedenlerle bozulması gerektiğine dair temyiz nedeni bildirilmemiş olması, Dairemizce gerekçeli temyiz dilekçesi sunularak temyiz edilen dosyalarda da temyiz dilekçesinde belirtilen temyiz nedenleriyle bağlı kalınarak temyiz incelemesi yapılıyor olması ile yine mahkeme kararında Dairemizce kamu düzenini ilgilendiren ve re'sen bozma nedeni yapılmasını gerektirecek bir hata bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin bozma isteği reddine. 2-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılardan A.. F.., A.. F.., İ.. F..'nun tüm, davalılardan F.. G??da Sanayi ve Ticaret A.Ş. İle F.. Doğal Kaynak Suları A.Ş.nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine 3-Davacı, davalılara ait işyerlerindeki 1996 tarihinde başlayan çalışmasının işverence iş aktinin Şubat 2009 tarihinde haksız nedenle feshedilerek son bulduğu bildirerek kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal ve dini bayram tatili ücretlerinden oluşan işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı gerçek kişiler husumet itirazında bulunmuşlar, davalı şirketler ise aralarında herhangi bir hukuki ve fiili bir bağ bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece davalı gerçek kişilerin diğer davalı anonim şirketler de yetkili görülmelerinin sorumlu tutulmalarına neden olamayacağı gerekçesiyle A.. F.., A.. F.. ve İ.. F.. yönünden davanın husumet nedeniyle reddine; davalı işveren şirketler yönünden ise davalı şirketlerin aralarında hukuki ve fiili bağ bulunan grup şirketi oldukları ve davacının her iki şirkette de çalışmasının sabit olduğu, iş aktinin haklı nedenle feshinin işveren tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle kıdem tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram - genel tatil alacak istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece hükme dayanarak yapılan bilirkişi raporunda davacının 27/01/2008 tarihindeki emeklilik sonrası 17/03/2010 tarihine kadar çalıştığı benimsenerek kıdem tazminatı toplam çalışma süresi üzerinden hesaplanıp emeklilikte ödendiği belirtilen ancak dosyada belgesi olmayan miktar düşülmek suretiyle hesaplanan fark miktarı olarak belirlenmiş; fazla çalışma, UBGT ücretleri yönünden ise dava tarihinden geriye doğru beş yıllık zamanaşımı süresi gözetilerek 01/06/2005 - 01/01/2010 tarihleri arasındaki dönem içinde hesaplama yapılmıştır. Davacı tanıklarından A..İ.. ve H.. Y.. beyanlarından davacının emekli olduktan sonra işyerinden ayrıldığını bildirmişlerdir. Davacının davalı işyerinden ayrılış tarihi konusunda davacının beyanı, bilirkişinin kabulü ve dosyadaki SGK kayıtları arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece davacının dava dilekçesindeki 2009 Şubat ayında iş aktinin feshedildiğini belirtmesi, SGK dosyasından da 28/01/2008'de emekli olduğunun anlaşılması ve davacı tanıklarının da emekli olduktan sonra işyerinden ayrıldığı şeklindeki beyanları gözetilerek davacının isticvap edilerek işten ayrıldığı tarihin sorulması, gerekirse davacı tanıkları bu konuda yeniden dinlenerek işten ayrılış tarihinin açıklığa kavuşturulması ve kıdem tazminatı ve diğer alacaklarının hesabına esas alınacak hizmet süresi belirlenerek davacı talebi de gözetilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. 4-Davacı fazla çalışma yaptığı halde ücretinin ödenmediğini iddia ederek fazla çalışma ücreti isteminde bulunmuştur. Mahkemece haftalık 3 saat fazla çalışma yapıldığı benimsenerek hesaplanan miktar hüküm altına alınmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41. maddesinin 4. fıkrası uyarınca, "fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat onbeş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir." Davacı ve davalı tanıkları fazla çalışma karşılığında işçilerin izin kullandıklarını beyan etmişlerdir. Mahkemece davacı isticvap edilip fazla çalışması karşılığında 4857 sayılı İş Kanununun 41. md.'si uyarınca serbest zaman verilip verilmediğinin sorulması gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalılar müşterek dilekçe ile kararı temyiz edip 24,30 TL nispi harç yartırdıklarından davalı şirkete temyiz harcının iadesine yer olmadığına, aşağıda yazılı temyiz harçlarının davacı R.. T.., davalılar A.. F.., İ.. F.., A.. F..'na yükletilmesine, 06/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.