Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 53 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9334 - Esas Yıl 2012





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, su bedeline dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, itiraz üzerine düzenlenen 01.12.2008 tarihli ek bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı, söz konusu su bedelinin afaki olduğunu savunmuş, ancak kendisi tarafından takılmış olan sayacın hatalı kayıt yaptığını ileri sürmemiştir. Belli bir süre bu sayaçtan geçen suyu kullanmış, daha sonra davacı ile aralarındaki eylemli ilişkiyi hukuken sona erdirmeden hafriyat işini bırakmış, mevcut sayacı daha sonra bu yerde iş yapan dava dışı şirket kullanmaya başlamıştır. Nihayetinde tutulan tutanak üzerine sayaçtaki endeks esas alınarak, kaçak tüketimi dahi uygulanmaksızın, gerek davalının gerekse dava dışı kullanıcının borçları tahakkuk ettirilmiştir. Davalının eylemli olarak kullandığı su bedelini, kullanım sona erdikten sonra davacıya ödemesi asıldır. Ancak somut olayda davalı böyle bir yola gitmeksizin, söz konusu sayaçta dava dışı şirketin de su kullanımına müsade ederek borcun artmasına neden olmuştur. O halde davacı kurumun davalı hakkında yaptığı işlem iyiniyetli bir işlem olup, davalının yararına bir işlemdir. Bu durumda sayaçta görünen endeks tutarına, söz konusu işi terk ettiği sırada itiraz etmeyip iyiniyetli olarak ödeme yapmayan davalı, davacı tarafından yapılan tahakkukun fahiş olduğunu başkaca delillerle kanıtlama yükü altındadır. Dosya içerisinde, bilirkişi raporundaki afaki değerlendirmeler dışında herhangi bir ispat vasıtası bulunmamaktadır. Kaldı ki, 18.09.2007 havale tarihli bilirkişi raporunda davalının borcu 1.454,11 TL olarak belirtilmiştir. Bu rapora davalı itiraz etmediği halde, itiraz eden davacının aleyhine sonuç doğuracak şekilde, alınan 01.12.2008 tarihli bilirkişi raporuna değer verilerek karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır. O halde, mahkemece davalının üzerine düşen savunmasını ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği kabul edilerek, davacının taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 14.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.