Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5242 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 1359 - Esas Yıl 2012





ÖZET: ÇOCUK İLE ANA ARASINDAKİ SOY BAĞI DOĞUMLA, BABA ARASINDAKİ SOY BAĞI İSE ANA İLE EVLİLİK, TANIMA VEYA HAKİMİN HÜKMÜYLE KURULUR.MİRAS ÖLÜMLE AÇILIR VE MİRASÇILIK, MİRAS BIRAKININ ÖLÜM TARİHİNDEKİ HÜKÜMLERE GÖRE BELİRLENİR. YABANCILIK UNSURU İÇEREN MİRASÇILIK BELGESİ VERİLEBİLMESİ İÇİN MİRAS BIRAKANIN ÖLÜM TARİHİ İTİBARİYLE KARŞILIKLILIK KOŞULUNUN ARAŞTIRILMASI ZORUNLUDUR.DAVACILAR, ANNELERİYLE MURİSİN FRANSA’DA GAYRİ RESMİ BİRLİKTELİKLERİ SONUCUNDA DÜNYAYA GELDİKLERİNİ, MİRAS BIRAKANIN FRANSA VATANDAŞLIĞINA GEÇERKEN ADINI DEĞİŞTİRDİĞİNİ, AYRICA MİRAS BIRAKANIN TÜRKİYE’DE DE RESMİ NİKAHLI EŞİNİN VE ÇOCUKLARININ OLDUĞUNU ÖNE SÜRMÜŞLERDİR. ÖNCELİKLE MAHKEMECE, MİRAS BIRAKANIN ÖLÜM TARİHİ İTİBARİYLE FRANSA İLE TÜRKİYE ARASINDA HUKUKİ VE FİİLİ KARŞILIKLILIK OLUP OLMADIĞI SORULUP SAPTANMALI, MÜTEKABİLİYET ŞARTLARI DURAKSAMASIZ BELİRLENDİKTEN SONRA MURİS TARAFINDAN FRANSA MAKAMLARI HUZURUNDA TANINAN ÇOCUKLAR İLE TANINMAYAN ÇOCUK GÖZETİLEREK TOPLANAN VE TOPLANACAK TÜM DELİLLER DEĞERLENDİRİLEREK BİR KARAR VERİLMELİDİR.Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, Yargıtay’ca incelenmesi davacı Leyla ve arkadaşları ile davalı Hakan ve arkadaşları tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1- İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere göre davacıların yerinde görülmeyen tüm, davalıların aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE, peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 2,75 TL harcın davacılardan alınmasına,2- Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, önceki günlü mirasçılık belgesinin iptali ile yenisinin verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece dosyadaki belgeler gözetilerek davacıların da mirasçı olacakları benimsenerek önceki günlü mirasçılık belgesinin iptali ile yenisinin verilmesine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosyada toplanan delillere uygun düşmemiştir.Şöyle ki; mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan yasal duruma göre belirlenir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 282. maddesine göre; çocuk ile ana arasındaki soy bağı doğumla kurulacağı, çocuk ile baba arasındaki soy bağının ise ana ile evlilik, tanıma veya hakimin hükmüyle kurulacağına yer verilmiştir.Somut olaya gelince; davacılar, anneleriyle murisin Fransa’da gayri resmi birliktelikleri sonucunda dünyaya geldiklerini, miras bırakan Zeki’nin Fransa vatandaşlığına geçerken ismini Alain olarak kaydettirdiğini, Zeki ile Alain’in aynı kişi olduğunu, kendilerinin de murisin çocukları olduklarını öne sürmüşlerdir.Miras bırakan Zeki’nin 2003 yılında vefat ettiği, nüfus kayıtlarına göre geride resmi nikahlı eşi Saliha ve davalı çocukları Hakan, Gülşah, Dilek, Zeynep, Bülent kaldığı, davacıların delil olarak tutundukları Fransa nüfus Dairesinden verilen belgelere göre ise Alain’in davacılardan Leyla ve Sibel’i tanıdığı çocukların muris babalarının soyadını kullanma hakkını elde ettikleri, davacı Yaşar’ın ise muris tarafından tanımadığı, bütün davacıların murisin ölüm tarihinden önce dünyaya geldikleri, muris Zeki ile Alain’in aynı kişi oldukları anlaşılmaktadır.Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 575. maddesi hükmüne göre miras ölümle açılır. Miras ve mirasçılıkta miras bırakanın ölüm tarihindeki hükümlere göre belirlenir. Yabancılık unsuru içeren mirasçılık belgesi verilebilmesi için miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle karşılıklılık koşulunun araştırılması zorunludur. Ne var ki mahkemece miras bırakanın ölüm tarihi olan 15.01.2003 gününde hukuki ve fiili karşılıklılık olup olmadığı Adalet Bakanlığı’ndan sorulmamıştır.O halde; öncelikle mahkemece Adalet Bakanlığı’ndan miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle Fransa ile Türkiye arasında hukuki ve fiili karşılıklılık olup olmadığı sorulup saptanmalı, mütekabiliyet şartları duraksamasız belir­lendikten sonra, mahkemece davacılardan Leyla ve Sibel’in muris Zeki tarafından Fransa makamları huzurunda tanındığı, davacı Yaşar’ın ise tanınmadığı gözetilerek, toplanan ve toplanacak tüm deliller ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken, böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın, eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalıların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile kararın (BOZULMASINA), peşin ödenen harcın istek halinde ilgililerine iadesine, 04.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.