Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5217 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21003 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : Ordu İş MahkemesiTarihi : 04/06/2013Numarası : 2012/431-2013/288 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 20 yıldan fazla süredir aralıksız ve kesintisiz olarak çalıştığını, 19.03.2009 tarihinde İş Kanununa aykırı olarak işveren tarafından iş akdinin hiçbir haklı neden gösterilmeksizin tazminatsız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, feshin 6 iş günü olan yasal süresinde yapılmadığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğinin Yargıtay kararı ile sabit olduğunu, kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacının 21/02/2009 tarihinde işyerinde olay çıkardığını, davacının kendi isteği üzerine 24/02/2009 tarihinde izne ayrıldığını, izninin bitişinden sonra iş başı yapacağı gün olan 17/03/2009 tarihinde hastaneye yattığına ilişkin raporunu şirkete verdiğini, davacının işten çıkış bildirgesinin dilekçenin şirkete ulaştığı tarih olan 29/04/2009 tarihinde verildiğini, davacının işten ayrılışı yapılmadan işe iade davası açtığını, ancak Yargıtay tarafından mahkemenin verdiği işe iade hükmünün bozulduğunu ve feshin haklılığına karar verildiğini, dolayısıyla davacının iş sözleşmesinin yasal süreler içinde feshedildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının işten çıkartılmasının haklı nedene dayandığı işe iade davasının kesinleşmiş kararında belirtilmiş ise de, İş Kanunu'nun 26. maddesinde belirtilen 6 günlük fesih süresinin işletilmeyip işçinin 19/03/2009 tarihinde işten çıkartıldığı ve feshin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı tarafından Ordu İş Mahkemesinin 2009/151 Esas sayılı dosyasında açılmış bulunan işe iade davası sonucu feshin hukuka aykırı olması ve feshin son çare olması ilkesine uyulmaması nedeniyle işe iade talebinin kabulüyle, feshin geçersizliğinin tespitine ve davacının davalı emrindeki işine iadesine karar verilmiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/1732-5796 E.K. sayılı ilamıyla, davacının haklı nedenle işten çıkarıldığı hususunun işverenlikçe yeterli ve inandırıcı belgeler, tutanaklar ve tanık beyanları ile ispat edildiği kabul edilerek yerel mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılması ile davanın reddine 24/11/2011 tarihinde kesin olarak karar verilmiştir. Taraflar arasında, davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda, feshin işverence ve haklı sebeple bildirimsiz olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Kesinleşen işe iade davasında, feshin haklı sebeple yapıldığı olgusunun tartışılıp davanın esastan ve anılan gerekçe ile Yargıtay 22. Hukuk Dairesi tarafından reddedilmiş olması ve kesin hükmün bağlayıcı olması karşısında bu davada tekrar feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı tartışılamayacağından, mahkemece, davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.