Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5172 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22467 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Dörtyol 1. İş MahkemesiTarihi : 18/06/2013Numarası : 2012/6-2013/333 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı vekili, davacının davalı şirkette şoför olarak işe başladığını, Mart 2001 - Ocak 2004 tarihleri arasında ve Ağustos 2006 - Mart 2011 tarihleri arasında olmak üzere iki dönem halinde çalıştığını, müvekkilin 2011 yılı Mart ayında yine hak ve alacakların ödenmemesi nedeniyle işten ayrıldığını, davalı işveren tarafından 3.000,00 TL ödemenin banka aracılığıyla yapıldığını ancak bu ödemenin eksik olduğunu, müvekkilin son aldığı aylık ücretin 2.000,00 TL olup maaşının 830,00 TL lik kısmının banka hesabına yatırıldığını, kalan kısmın ise elden ödendiğini, bu hususun tanık beyanları ile ispatlanacağını, müvekkilin günde ortalama 14 saat çalıştığını, sürekli olarak şehirler arası sevkiyata gittiği için düzenli çalışma saatleri söz konusu olmayıp gece gündüz çalıştığını, milli bayramların tümünde çalıştığını, dini bayramlarda ise sadece ilk gün izin kullanabildiğini belirterek kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin ve fazla mesai ve bayram tatili ücretinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, 19.03.2013 tarihinde bilirkişi raporununun 01.03.2013 tarihinde tebliği üzerine verdiği cevap ve rapora itiraz dilekçesinde yapılan tebliğin usulsüz olması nedeniyle önceki işlemlerin iptalini, zamanaşımı savunmasında bulunarak davacının asgari ücretle çalıştığını, iş akdini davacının kendisinin feshettiğini, resmi tatillerde ara sıra çalışıldığı ancak ücretinin ödendiğini, bordroların imzalı olduğunu ve banka kayıtlarıyla ödemelerin sabit olduğunu, günlük 8 saatten fazla araç kullanma kanunen yasak olduğundan fazla çalışma yapılamadığı, davacının yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak,davacının bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı olarak feshettiği ve kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmiş ancak davacı tarafça 3.000,00 TL'lik ödeme yapıldığının kabul edilmesi ile davacıya Ocak ayında 2.914,31 TL, Mart ayında 1.009,53 TL ödeme yapıldığı gözününde tutularak kıdem tazminatı alacağının kalmadığı, fazla mesai ve yıllık izin ücreti ile bayram tatili ücretlerinin ödenmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.03.2007 tarih ve 2007/8-161 E., 2007/155 K. sayılı kararı ile de belirtildiği üzere adil yargılanma ve dinlenilme hakkının bir gereği olarak hakim, taraflara duruşmalarda hazır bulunmak, iddia ve savunmalarını bildirmek için imkan vermeli, tarafları usulüne uygun bir biçimde duruşmaya davet etmelidir. Fakat tarafların kendilerine tanınan bu imkana rağmen, duruşmaya gelmek zorunluluğu yoktur. Hukuk davalarında duruşmaya gelmemenin müeyyidesi, dava dosyasının işlemden kaldırılması veya yargılamanın gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilmesidir.     Dava ile ilgili olan kişilerin davaya ilişkin bir işlemi öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin muhataba bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın çıkarıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal dinlenme ve savunma hakkı kısıtlanmış olur.     AİHM'ye göre de iç hukuktaki duruşmada hazır bulunma hakkını kullanıp kullanmamaya karar verecek olan davanın bir tarafına, duruşmaya katılma imkanı verecek şekilde duruşmanın bildirilmemesi, silahlarda eşitlik ve çekişmeli yargılama ilkelerini özünden yoksun bırakır. Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan  hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir..     Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır.   Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/ bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için  gönderilecek tebligat ve davetiyelerde  kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması  gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil  yargılamanın  her  aşamasında  dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin ( tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12'nci ve 13'üncü maddeleri uyarınca, tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunmaması veya bizzat alamayacak durumda olması halinde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu da olanaklı değilse, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması yasal zorunluluk olup, aksi takdirde tebligat usulsüz sayılacaktır. Somut olayda, davalı dava dilekçesinin tebliğine dair tebligattan haberdar olmadıklarını ve aleyhindeki davayı 01.03.2013 tarihinde bilirkişi raporunun tebliği nedeniyle öğrendiklerini 19.03.3013 tarihli dilekçesinde ifade etmiştir. Tebligatın usulsüz olduğu iddia edilmesine rağmen bu konuda bir araştırma yapılmamıştır. Ayrıca davalı tarafın usulsüz tebligat nedeniyle davaya cevap ve bilirkişi raporuna itiraz mahiyetindeki dilekçesi ekinde sunulan bordrolar ve ödeme belgeleri de mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirilmemiştir.       Yapılacak iş; 12.03.2012 tarihli dava dilekçesi tebligat parçasında çalışanı "Engin .. a," tebliğ edildiğinin yazıldığı ve davalı tarafça tebliğ yapılan şahsın şirket çalışanı (daimi memur veya müstahdemi) olmadığının ifade edildiği bu durumda tebligat yapılan şahsın gerçekte şirket çalışanı olup olmadığının fesih tarihi ve tebligat tarihi arasındaki dönem bordrolarının getirtilerek belirlenmesi, olmaması halinde ödeme belgesi ve özlük dosyasında sunulan yıllık ücretli izin bordroları ve tüm delil ve kayıtların incelenerek dosyanın bilirkişiye tevdii ile yeniden rapor aldırılması ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.     Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması ve usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.      SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle olarak karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar ÖLEN KİŞİNİN TÜKETİCİ KREDİSİ BORCUNDAN SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLULUĞU-SİGORTALININ HASTALIĞININ BİLDİRMEMESİ Normal 0 21 false false false TR X-NONE X-NONE MicrosoftInternetExplorer4 KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMANIN KAYDA ALINMASI Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuç Avukatın takip kesinleştiği halde alacağın tahsili için gereken diğer işlemleri yapmaması görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Suç tarihinde Ankara Barosuna bağlı avukat olarak çalışan sanığın, 13/10/2008 tarihli vekaletname ile katılanın K.. ve T.. Köyü tüzel kişiliklerinden olan alacağının tahsili amacıyla vekilliğini üstlendiği, Po Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?