Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve ... tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava konusu 118 ada 91 ve 125 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalılar ... ve ölü olduğu tutanaklarında açıklanmak suretiyle bir kısım davalıların miras bırakanı ..., 118 ada 109, 12 ve 113, 147 ada 22, 129 ada 10 ve 122 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar aynı gerekçelerle davacıların miras bırakanı ...... ve bir kısım davalıların miras bırakanı ...... ve davalı ... adına tespit edilmiş; davalı ...'ın itirazı üzerine komisyonca bir kısım davalıların miras bırakanı ... adına tespit edilmiştir. Davacılar ...... ve ... miras yoluyla gelen hakka, satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların 1/3 payına yönelik olarak dava açmışlardır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacılar İlyas ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava ve temyize konu 111 ada 12, 91, 109 ve 113, 122 ada 5, 129 ada 10 ve 147 ada 22 parsel sayılı taşınmazların davalılar ... ve arkadaşlarının miras bırakanı ... tarafından 27.1.1986 tarihli senet ile satın alındığı ve üzerinde tespit gününde davacı taraf yararına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya içeriği ile yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. Toplanan deliller ile mahkeme gerekçesi örtüşmemektedir. Şöyleki; dinlenen mahalli bilirkişi tanık ve tutanak bilirkişilerinin beyanları davacı tarafın iddiasını doğrular nitelikte olduğu halde, mahkemece davalı tanıkları da dinlenmeden sadece davalı ...'ın çelişkili beyanına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. O halde öncelikle davalı tanıkları da dinlenmeli, taşınmazların tapusuz ve menkul hükmünde olduğu, davacı tarafın zilyetliğinde bulunduğu dikkate alınarak toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de dava reddedildiği halde komisyon kararı yerine tespit gibi tescile karar verilmesi dahi isabetsiz, davacılar İlyas ve ...'ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 28.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.