Mahkemesi :İş MahkemesiDava Türü : AlacakYARGITAY İLAMITaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı, davalı işyerinden 14.01.2009 tarihinde emekli olarak işten ayrıldığını, 30.01.2009 tarihinde kıdem tazminatının ödenmesini içeren dilekçesinin davalı idareye verildiğini ancak davalı idarenin ...'nın ... İlçesinde araç muayene istasyonunda görev yaptığı tarihlerde vergi borcu bulunan araçların vergi borcu olmadığına dair makbuz olmadan ve harç makbuzu ödenmeden araç muayenesi yapıldığını, bunun sonucu devlet zararının meydana geldiği gerekçesiyle kıdem tazminatı hak etmiş olmasına ve muaccel hale gelmesine rağmen verilmemiş olmasından kaynaklı mahrum kaldığı faiz alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı, davacının iş akdinin haklı nedenle sonlandırıldığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi nedeniyle 10.000,00 TL kıdem tazminatı faizinin tahsilinin talep edildiği, kıdem tazminatının yargılama sırasında ödendiği ve kıdem tazminatı ile ilgili alacağın konusuz kaldığı, tahsis belgesinin işverene verildiği tarih olan 22.01.2009 tarihi ile kıdem tazminatının ödendiği 08.11.2012 tarihleri arasındaki davacının kıdem tazminatı faiz alacağının hesaplanması gerektiği gerekçesiyle son alınan bilirkişi raporu ve talep doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Somut olayda, davacı dava dilekçesinde kıdem tazminatının ödenmemesi konusunda davalı tarafından karar alındığını bildirerek bu kararın iptali ile kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep etmiştir. Asıl alacak 09.11.2012 tarihinde ödenerek asıl alacak yönünden dava konusuz kalmıştır. Ancak davacı dava dilekçesinde faiz talep ettiğinden birikmiş faiz alacağı bu dava yönünden alacağa dönüşmüştür. HMK 26. maddesine göre (HUMK. 74. madde) hakim taleple bağlı olup fazlasına hükmedemez. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yargılama sırasında kıdem tazmitanının ödenmesinden sonra verdiği 28/12/2012 tarihli dilekçede reeskont faiz oranından daha yüksek olduğu gerekçesiyle o tarihteki en yüksek banka mevduat faiz oranının %15.25 olduğunun kabulüyle birikmiş faiz alacağı hesaplanmıştır. Yapılacak iş davacı kıdem tazminatının tahsili isteğine ilişkin dava dilekçesinde talep ettiği faiz türünü açıklamadığından yasal faiz istediği kabul edilerek davalının bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmediği de dikkate alınarak tahsis belgesinin işverene ulaştığı tarih olan 22.01.2009 tarihindeki yasal faiz oranı ile en yüksek banka mevduat faiz oranını tespit etmek, 22/01/2009 tarihi ile kıdem tazminatının ödendiği tarih arasındaki dönem yönünden hangisi düşük oranda ise birikmiş faiz alacağını bu oran üzerinden hesaplattırarak çıkacak sonuca göre karar vermektir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 02/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.