Mahkemesi : İzmir 7. İş MahkemesiTarihi : 04/02/2013Numarası : 2012/48-2013/41 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle işyeri kapı giriş ve çıkış kayıtlarının temyizden sonra dosyaya sunulmuş olması nedeniyle dikkate alınmasının HMK.na uygun olmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı işyerinde makineci olarak çalıştığını, ücretlerin geç ödenmesine itiraz etmesi nedeniyle 17.01.2012 tarihinde işine son verildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacının 18.01.2012 tarihinden itibaren devamsızlık yaptığını, mazeretinin sorulduğunu ve ancak mazeretini bildirmemesi üzerine devamsızlık haklı nedeni ile iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının muaccel işçilik (fazla çalışma ücreti) alacaklarının ödenmemesi sebebi ile sözleşmeyi eylemli olarak sona erdirdiğinden kıdem tazminatı alacaklısı olacağı, fesih haklı nedene dayanmış olsa dahi bu durumda sözleşmeyi davacı kendisi sona erdirdiğinden ihbar tazminatı talep edemeyeceği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur. Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir. Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir. 4857 sayılı Yasanın 32 nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır. Uzun süre ücretlerinin ödenmediği iddiası karşısında, işverence cevap dilekçesinde dayanılmak kaydıyla yemin teklifi hakkının olduğu hatırlatılmalı ve gerekirse bu yönde usulü işlemler tamamlandıktan sonra sonuca gidilmelidir. Dairemizce, çok uzun süre ücret ödenmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilerek, hakimce resen yemin teklifinde bulunulabileceği de kabul edilmektedir. Somut olayda mahkemece davacının Aralık 2011 ve Ocak 2012 aylarına ilişkin ödenmeyen 490.00 TL ücret alacağının tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki davalı vekili temyiz aşamasında davacının banka hesabına Ocak maaşı olarak 373.00 TL’ nin daha ödendiğine dair banka dekontunu sunmuştur. Borcu süküt ettiren itiraz niteliğinde ki bu belgelerin yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerekecektir. Bu nedenle anılan banka dekontunda belirtilen miktar ücret alacağından mahsup edilmeli ve ücret alacağı yeniden hesaplanarak sonuca gidilmelidir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.