Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5132 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26789 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Karabük İş MahkemesiTarihi : 19/09/2013Numarası : 2010/1465-2013/199 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı vekilinin sunduğu temyiz dilekçesinde mahkeme kararının hangi nedenlerle bozulması gerektiğine dair temyiz nedeni bildirilmemiş olması, Dairemizce gerekçeli temyiz dilekçesi sunularak temyiz edilen dosyalarda da temyiz dilekçesinde belirtilen temyiz nedenleriyle bağlı kalınarak temyiz incelemesi yapılıyor olması ile yine mahkeme kararında Dairemizce kamu düzenini ilgilendiren ve re'sen bozma nedeni yapılmasını gerektirecek bir hata bulunmadığının anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, iş akdinin davalı işverence haksız nedenle feshedildiği iddiasına dayalı kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmeyen işçilik alacaklarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK.1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş, belirsiz alacak davası HMK'nun 107.maddesinde düzenlenmiştir. HMK'nun 448.maddesinde bu kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı bildirilmiştir. HUMK'nun yürürlükte bulunduğu dönemde açılmış olan bir dava da "dava açılması" işlemi tamamlanmış olduğundan artık davaya belirsiz alacak davası olarak devam edilebilmesi mümkün değildir. Daha açık bir anlatımla belirsiz alacak davası ancak HMK'nun yürürlüğe girdiği 1.10.2011 tarihinden sonra açılabilir. Somut olayda dava 4.11.2010 tarihinde HUMK'nun yürürlükte bulunduğu dönemde kısmi dava olarak açılmıştır. Kıdem tazminatı dışında kalan dava dilekçesi ile talep edilen alacaklara dava, ıslah dilekçesi ile talep edilen alacaklara ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken mahkemece hatalı değerlendirme sonucu dava belirsiz alacak davası olarak değerlendirilerek hüküm altına alınan fazla çalışma, yıllık izin, şua izni alcaklarının ıslah dilekçesi ile talep edilen kısmına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması isabetsiz olmuştur. Ayrıca belirsiz alacak davasının açılmasının sonuçlarından biri de zamanaşımının kesilmesidir. (BK m.133/2-TBK md.154/2)Yargıtay'ın bu güne kadar ki uygulamalarına göre zamanaşımı kesilmesi, dava dilekçesinde talep edilen miktarla sınırlıdır ve dava edilmeyen kısım için zamanaşımı kesilmez. Ne var ki, bu kuralı HMK m.107 ile hukukumuza yeni giren belirsiz alacak davası bakımından uygulayabilmek mümkün değildir. Aksinin kabulü, belirsiz alacak davasının kanun koyucu tarafından usul kanununda düzenlenmesine rağmen (daha başlangıçtan) reddi anlamına gelir. Belirsiz alacak davasında, kısmî alacak davasından farklı olarak, dava sırasında belirli hale gelen alacağın davaya sokulmasına izin verildiğinden, geçici talep sonucu ile açılan belirsiz alacak davasında, ileride belirli hale gelecek olan alacağın tamamı için zamanaşımı kesilmesi sonucu ortaya çıkar. Asgari miktar belirtilerek açılan belirsiz alacak davasında mahkemece yapılan araştırma esnasında alacağın miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına (m.141, 319) tâbi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabilir. Yapılan bu arttırım zamanaşımına tabi değildir. Somut olayda dava 4.11.2010 tarihinde HUMK'nun yürürlükte bulunduğu dönemde açılmış kısmi dava olduğundan davanın açılması yalnızca alacağın talep edilen kısmı yönünden zamanaşımını keseceğinden, ıslahla talep edilen kısım yönünden zamanaşımını kesmeyeceğinden davalının 18.4.2012 tarihli ıslah dilekçesine karşı süresi içinde ileri sürdüğü zamanaşımı savunması dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınmalı ve davacının talep edebileceği şua izni ile fazla çalışma alacağı belirlenerek çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir. SONUÇ; Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 4.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.