Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 507 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2429 - Esas Yıl 2012





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı ..., .......... İdaresi ve ... tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava ve temyiz konusu 219 ada 1 parsel sayılı 5207,67 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak niteliği ile davalı ... adına tespit edilmiş, dava dışı 216 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan 1477,06 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bölümü ise ".........." çayı olarak tespit dışı bırakılmıştır. Davacı ... satın almaya, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu 219 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 216 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan uzman bilirkişi ..... ve ...... tarafından düzenlenen 6.10.2009 tarihli rapor ve eki haritada gösterilen 1477,06 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı adına tespit edilen dava dışı 216 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ..., .......... İdaresi ve ... tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 1-Bir dava sonucunda verilen hükmü kural olarak sadece davanın tarafları ile asli müdahil temyiz edebilir. Yanında katıldığı tarafla birlikte olmak koşuluyla feri müdahilin de hükmü temyiz hakkının bulunduğu, yine davanın tarafı olmadığı halde gerekçeli karar başlığında taraf olarak gösterilen ve aleyhine kesin hüküm sonuçlarını doğuracak şekilde hüküm oluşturulan üçüncü kişilerin de sadece bu nedenle hükmü temyiz edebilecekleri kuşkusuzdur. Somut olaya gelince; davacı ... bu dosyadan tefrik edilen 219 ada 16 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak açtığı tespite itiraz davası nedeniyle .......... Yönemitimi'ne husumet yöneltmiş 09.07.2007 tarihli celsede de bu taşınmazla ilgili davasından feragat etmiştir. Mahkemece 219 ada 16 parsel sayılı taşınmazla ilgili dava tefrik edilmiş Kadastro Mahkemesinin 2007/116 Esas sayılı dosyası ile birleştirildikten sonra aynı mahkemenin 06.09.2010 tarih 2007/116-2010/20 E.K. sayılı ilamı ile davacının davasının reddine, taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiştir. Davalı ... İdaresi dava konusu 219 ada 16 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı tarafından davalı olarak gösterilmiştir. Dava konusu 219 ada 16 parsel sayılı taşınmazla ilgili dava bu dava dosyasından tefrik edildiğine göre davalı ... İdaresinin diğer taşınmazlarla ilgili davalı sıfatının kalmadığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca karar başlığında yanlışlıkla gösterilmesi de davalı ... İdaresine taraf sıfatını kazandırmaz. Açıklanan nedenlerle davanın tarafı olmayan, müdahil sıfatını da kazanmayan .......... İdaresinin temyiz inceleme isteğinin hükmü temyiz hakkı bulunmadığından REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde .......... İdaresine iadesine, 2-3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 26. maddesi hükmünde Kadastro Mahkemelerinin görevinin taşınmaz hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlayacağı açıklanmıştır. Kadastro Mahkemeleri kural olarak tespit tutanağı düzenlenip askı ilanına çıkarıldıktan sonra askı ilan süresi içinde ve tespitten önceki hukuksal nedenlere dayalı olarak açılan davalara bakmakla görevlidir. Tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlara ilişkin davalarla tutanaklar kesinleştikten sonra açılan davalara ve tespitten sonraki hukuksal nedenlere dayalı olarak açılan davalara bakmak Kadastro Mahkemelerinin görevi dışında kalıp genel mahkemelerin görevine girmektedir. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca öne sürülmese dahi mahkemelerce kendiliğinden dikkate alınır. Mahkemece tutanak düzenlenmeyen, paftasında ".........." çayı olarak tespit dışı bırakılan ve teknik bilirkişi krokisinde 1477,06 m2 yüzölçümü ile gösterilen yer hakkında dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine, dava dışı 216 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ait dosyada bulunan tutanak aslı ve dayanağı belgelerin tespit gibi tescil işlemi yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğü'ne geri gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tescil hükmü kurulması isabetsizdir. 3-Dava konusu 219 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağı içeriği incelendiğinde hükme dayanak yapılan, keşifte dinlenen bilirkişi ve tanık sözleri ile tutanak bilirkişilerin beyanlarının çeliştiği tartışmasızdır. Bir başka deyişle; kadastro tespitinde saptanan hukuksal olgu ile keşifte saptanan hukuksal olgu birbirine aykırı düşmüştür. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için tespit tutanağı bilirkişileri hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, tutanak bilirkişileri taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenilmeli, hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen bilirkişi ve tanık sözleri ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları arasındaki aykırılık giderilmeli, davacının taşınmaz üzerinde bağımsız yirmi yılı bulan zilyetliğinin bulunması halinde adına, bulunmaması halinde miras bırakan babası ile davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile başka taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Kadastro Müdürlüğü, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü'nden ayrı ayrı sorulup belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ...'nin ve ...'nin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ...'ne iadesine, 28.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.