Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4947 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21170 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Giresun 1.Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 25/06/2013Numarası : 2013/143-2013/334 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı, davalı işyerinden emekli olduktan sonra ödenmeyen işçilik alacakları yönünden Giresun 2. İcra Müdürlüğünün 2012/5759 sayılı takip dosyası ile takip yaptığını, davalı borçlunun, takibe konu geç ödenen maaşlara işleyen 6.113,37 TL’lik faiz alacağı yönünden takibe itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, kendisinin ücret alacakları yönünden temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle temerrüt faizi talebine itiraz ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının, davalı borçluyu ücret alacağı yönünden temerrüde düşürmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. TİS’den doğan alacaklar yönünden ayrı bir temerrüt ihtarına gerek olup olmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Temerrüt en kısa tanımıyla, alacaklı tarafından talep edilebilir (muaccel) hale gelmiş bir borcun ifasındaki gecikmedir ve kural olarak, bu tür (muaccel) bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer (Borçlar Kanunu md. 101/1). Başka bir ifadeyle, temerrütten söz edilebilmesi için, öncelikle muaccel bir borcun ve alacaklının o borca yönelik ihtarının bulunması gerekir. Kural böyle olmakla birlikte, borçlunun temerrüde düşmesi için alacaklının ihtarının gerekmediği bazı durumlar da vardır: Örneğin, ifa günün taraflarca birlikte kararlaştırıldığı (Borçlar Kanunu md. 101/2), borçlunun borcu ifa etmeyeceğini bildirmiş olduğu veya hal ya da durumundan bu sonuca varılabildiği (Borçlar Kanunu md. 107/1) hallerde, temerrüdün gerçekleşmesi için alacaklının ihtarına gerek yoktur. Davacı ücret ve ikramiye fark alacaklara Toplu İş Sözleşmesinde öngörülen hak ediş tarihlerinden itibaren faiz uygulanmasını talep etmiştir. Toplu iş sözleşmesinde ifa günü kararlaştırılmış ise faizin anılan tarihten uygulanması gerekir. İşyerinde uygulanan TİS ‘in 55. maddesine göre aylık ücretler ayın son günü peşin olarak ödenir. Ayrıca TİS’in imza ve yürürlük tarihlerinin farklılığı nedeniyle farkların ödenme zamanını düzenleyen 86. maddesinde “bu toplu iş sözleşmesinin yürürlük başlangıç tarihi ile imza tarihi arasında oluşacak ücret ve diğer tüm ödemelere ilişkin farklar toplu iş sözleşmesinin imzalanmasını izleyen iki ay içerisinde ve işverenin imkanları ölçüsünde ödenecektir” hükmü de gözönünde tutularak mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine ve karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, davacıya iadesine, 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.