Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4903 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 45320 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :İş MahkemesiDava Türü : AlacakYARGITAY İLAMITaraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilip, incelemenin Yargıtayca duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 01.03.2016 Salı günü belirlenen saatte davalı .... vekili Av.... ile davacı ... vekili Av.... geldi. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, davacının, davalı işverene ait işyerinde 01.05.2007 tarihinden 01.05.2013 tarihine kadar sözkonusu Ofis Şubesi kapatılana kadar tasarım ve destek sorumlusu olarak çalıştığını, çalışmalarının 2 ay 11 gün eksik bildirildiğini, 2012 Mayıs ayından itibaren maaş ödemelerinde düzensizlikler yaşanmaya başlandığını, 2013 yılı itibari ile maaş ödemelerini 2,5-3 ayda bir, son zamanlarda ise alamaz olduğunu, genel tatillerde çalıştığını, fazla mesai yaptığını, ödenmeyen 5.830,00 TL ücret alacağı kaldığını, asgari geçim indiriminin de ödenmediğini, tüm bu nedenlerle iş sözleşmesinin noterden gönderdiği ihtarname ile feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının maaşının net 1.665,66.-TL (brüt 2.002,40.-TL) olduğunu, davalının davacıya ücret borcu bulunmadığını, davacının maaş borcu bulunduğundan bahisle iş sözleşmesini feshetmesinin hukuka uygun olmadığını, davacının davalı yanındaki çalışmanın bir bölümünün ....'da bulunan işyerinde geçtiğini, son dönemde Urla’da bulunan şirket merkezine geçtiğini, ....’daki işyeri bir Han olup çalışma saatlerinin mesai saatleri ile sınırlı olduğunu, bunun dışında Hanın kapatıldığını, şirketlerin mesai saatleri dışında çalışmasının mümkün olmadığını, bu nedenle hafta sonu ve resmi tatillerin bir bölümünde çalışma yapılamayacağını, han yönetiminden alınan yazının bu durumu kanıtladığını, davacının Urla’daki işyerine 17.05.2013 tarihinde başladığını, bir ay gibi kısa bir süre devam ettiğini, sonraki dönemde ayrılana kadar evden çalıştığını beyanla davanın reddini istemiştir.Mahkemece davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, kıdem tazminatına hak kazandığı, ayrıca bilirkişi raporunda hesap edilen alacaklarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Yıllık izin ücreti ihtilaflıdır.Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi ek raporunda davacının hak kazandığı yıllık izin süresinin 90 (doksan) gün olduğu, mazeret izinleri ve saatlik izinlerin dışında 28 (yirmisekiz) gün yıllık izin kullandığı belirtilerek bakiye 62 (altmışiki) gün için yıllık izin ücreti hesap edilmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesinde yıllık izin ücretinin de miktarını arttırarak 5.732,58 TL yıllık izin ücretinin tahsilini talep etmiştir. Buna rağmen mahkemece sadece kısmi dava ile talep edilen 1.000,00 TL yıllık izin ücretinin hüküm altına alınması, ıslah ile talep edilen 4.732,58 TL yıllık izin alacağı hakkında hüküm kurulmaması hatalı olmuştur.3-Fazla mesai, milli bayram ve genel tatil çalışma ücretleri konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır.Davacı vekili, davacının fazla mesai yaptığını, milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur. Mahkeme tarafından davacı tanık anlatımlarına göre bilirkişi raporunda hesap edilen alacaklar hüküm altına alınmış ise de, davacının fazla mesai yaptığını, milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispat etmek için dinlettiği tanıklar davacı ile 2008 Kasım- 2003 Temmuz ayları arasındaki dönemde birlikte çalışmışlardır. Bu nedenle davacının bu iddialarını ancak tanıklarının kendisi ile beraber çalıştıkları süre ile sınırlı olmak üzere ispat ettiği kabul edilerek hesaplama yapılmalıdır. 4-Davacı vekili davacının asgari geçim indirimi alacağının ödenmediğini iddia etmiştir. Mahkemece ek raporda hesap edilen alacağın davalıdan tahsiline yönelik hüküm kurulmuş ise de, davalı vekili ek rapordan sonra asgari geçim indirimi tahakkukları bulunan bordrolar sunmuştur. Ödeme savunması yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gereken bir savunmadır. Bu itibarla bordrolar üzerinde durularak bordrolar imzasız olmakla asgari geçim indirimi alacaklarının ödenip ödenmediği gerekirse davacının ücretlerinin yatırıldığı banka hesap numarasına ait ekstre getirtilerek belirlenmeli ve sonucuna göre alacak hakkında karar verilmelidir.O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harçlarının istek halinde taraflara iadesine, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1.350,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 1350,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 01.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.