Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4903 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21253 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Manavgat İş MahkemesiTarihi : 26/12/2012Numarası : 2012/334-2012/749 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, işverenin kendisine mobbing uygulaması ve bir takım işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle sona erdirdiğini ve fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının bulunduğunu öne sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma, yıllık izin ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı 15.07.2012 günü ve devamında davacı ile birlikte 5 arkadaşının izinsiz ve mazeretsiz olarak işe gelmediğini, davacı hakkında 15-16-17 Temmuz 2012 tarihlerinde işe devamsızlık tutanakları tutulduğunu, Manavgat 3. Noterliğinin 18.07.2012 tarihli ihtarnamesi ile mazeretin bildirilmesinin ihtar edildiği, davacının mazeret ileri sürmemesi ve işe gelmemeye devam etmesi üzerine iş akdinin Manavgat 3. Noterliğinin 27.07.2012 tarihli ihtarı ile hakl?? olarak feshedildiğini, genel tatil ve fazla çalışma alacaklarının ödendiğinin bordrolar ile sabit olduğunu, yıllık izin alacağının ise olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacının işyerinde mobbing uygulandığı ve çalışma saatlerinin sürekli değiştirildiği ve bunun iş akdinin feshini haklı gösterecek derecede olduğuna yönelik iddiasını ispatlayamadığı, işyerinin ve çalışma saatlerinin değiştirilmesinin taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği personelin işveren tarafından tespit edilen günlük ve haftalık mesai saatleri ile ilgili düzenlemelere uymak zorunda olmaları ve bunun sözleşme ile hüküm altına almış olması nedeniyle davacının iş akdini feshinin haksız olduğu, bu nedenle iş akdinin devamsızlık gerekçesi ile davalı tarafından haklı olarak feshedildiği, fazla çalışma yapıldığının ve genel tatillerde çalışıldığının davacı tarafından tanık beyanları ve getirtilen kayıtlar ile ispatlandığı gerekçesiyle kıdem tazminatı talebi yönünden davanın reddine, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacakları yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında feshin kim tarafından ve hangi gerekçe ile yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Mahkemece, işyerinde mobbing uygulandığı iddiasının davacı tarafından ispatlanamadığı ve işe devamsızlığı nedeniyle işverenin iş akdini haklı olarak feshettiği kabul edilerek davacının kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de; dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği üzere feshe ilişkin taraflar arasındaki asıl uyuşmazlık davacının fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacağının kendisine eksiksiz olarak ödenip ödenmediği noktasında toplanmakta olup davacı ve diğer çalışanların fazla çalışma alacaklarının mevcudiyeti işyerinde iş müfettişleri tarafından yapılan denetim sonucunda doğrulandığı gibi davacının fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğu hükme esas alınan bilirkişi raporundan da anlaşılmaktadır. Mahkeme de davacının, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacağı olduğunu ispatladığının kabulüyle bu alacakları hüküm altına almıştır. İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borç olup hak ettiği ücreti süresinde ödenmeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. 4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. Fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacakları da ücret niteliğindeki işçilik alacaklarından olup fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir. Mahkemece, davacı işçinin işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini eylemli olarak haklı nedenle feshettiği gözardı edilerek kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. 3-Ayrıca taraflar arasında davacının davalı işyerinde 2012 yılından önceki çalışma döneminde hak kazandığı genel tatil ücreti alacaklarının ödenip ödenmediği de uyuşmazlık konusudur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının davalı işyerinde 2012 yılından önceki çalışma dönemine ait ücret hesap pusulalarına göre genel tatil ücreti alacaklarının bir kısmının ödendiği kabul edilerek, ödendiği kabul edilen miktarlar dışlanmak suretiyle genel tatil ücreti alacağı hesaplanmış ise de; ücret hesap pusulaları imzasız olup davalı tarafından dosyaya delil olarak sunulan bu döneme ilişkin ödeme yapıldığını gösteren banka hesap kaydı ya da ödeme belgesi de bulunmamaktadır. Yapılacak iş, davacının davalı işyerinde çalıştığı 2012 yılından önceki döneme ait bordrolarda tahakkuk ettirilen genel tatil ücreti alacaklarının ödendiğine ilişkin belgeleri ibraz etmesi için davalı tarafa usulüne uygun süre vererek sonucuna göre bir karar vermektir. Mahkemece bu hususun gözardı edilmesi de isabetli görülmemiştr. 4-Yargılama esnasında ödenmek suretiyle taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmaktan çıktığı anlaşılan yıllık izin alacağına yönelik talep hakkında konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve bunun avukatlık ücreti ve yargılama giderleri belirlenirken dikkate alınması gerekirken mahkemece bu hususta hüküm kurulmamış olması ayrı bir bozma nedenidir. 5-Fazla çalışma ücreti alacağı bakımından davacı dava dilekçesinde 2010 yılında haftanın 3 günü 14 saat, 2010 yılından sonra ise haftanın 2 günü 12 saat çalıştığını iddia etmesine karşın, tanık beyanları esas alınarak davacının tüm çalışma döneminde haftanın 2 günü 14 saat çalıştığını kabul ederek davacının talebini aşacak şekilde hesaplama yapan bilirkişi raporunun bu yönüyle hükme esas alınması da isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde taraflara iadesine, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.