Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 464 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13934 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Bor Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 10/01/2013Numarası : 2011/212-2013/7 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, davacının davalı işyerinde çalışırken işten çıkartılması üzerine açılan işe iade davasında davanın kabulüne karar verildiğini ancak davacının tekrar işe başlatılmadığı belirterek bazı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı vekili, davacının tüm alacaklarının ödenmiş olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Uyuşmazlık, ihbar öneli verilerek iş sözleşmesi feshedilen ve fesih bildirimine itiraz davası kabul edildiği halde işe başlatılmayan işçiye ihbar tazminatının ödenmesinin gerekip gerekmediği noktasındadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun “Geçersiz Feshin Sonuçları” başlığını taşıyan 21. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında işçinin işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat belirtilmiş; üçüncü fıkrasında ise kararın kesinleşmesine kadar işçinin çalıştırılmadığı en çok dört aylık ücret ve diğer haklar düzenlenmiştir. Maddenin dördüncü fıkrasında işçinin işe başlatılması halinde varsa peşin ödenen ihbar ve kıdem tazminatının işçiye yapılması gereken ödemelerden mahsup edileceği belirtildikten sonra devamında “İşe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı ayrıca ödenir” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre işçiye geçersiz sayılan fesih bildirimi ile bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse ihbar tazminatının ödenmesi gerekecektir. Bir başka anlatımla, ihbar öneli verilmiş veya önele ait ücret peşin ödenmiş ise ihbar tazminatının ödenmesi gerekmeyecektir. Geçersizliğine karar verilen fesih bildirimi ile işçiye daha önce usulüne uygun olarak verilmiş olan ihbar önellerine geçerlilik tanınması 4857 sayılı Kanun'un sözü edilen açık hükmü gereğidir. Bu nedenle davacı işçinin ihbar tazminatı talebinin yerindeliği kabul edilemez. Gerçekten mahkeme veya özel hakem tarafından belirlenen tazminatı ödemeyi göze alıp, işçiyi işe başlatmama yolunu tercih eden işverene ihbar öneli tanımasını istemek işin mahiyeti ile bağdaşmamaktadır. Somut olayda, davalı işverence daha önce davacıya usulüne uygun olarak ihbar öneli verilmiş olup, feshin geçersizliğine karar verildikten sonra işe başlatılmayan davacıya 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tekrar ihbar öneli verilmesine gerek olmadığından ihbar tazminatı isteğinin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir. 3-İlave tediye alacağı yasadan kaynaklandığından bu alacağa yasal faiz yürütülmesi gerekirken, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmeyeceğinden izin ücretine yasal faiz yürütülmesi gerekirken, yine Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan aile ve çocuk yardımı, eğitim yardımı ile ilgili alacaklara bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz yürütülmesi gerekirken tüm bu alacaklara en yüksek banka mevduat faizi üzerinden faiz yürütülmesi hatalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.