Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 459 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 463 - Esas Yıl 2006





Muhdesatın aidiyetinin tesbiti istemile açılan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan Safiye tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:Davacı Turan, Kartal Yukarı Mahalle Çakaltepe mevkiinde kain ortaklığın giderilmesi davasına konu eski 1620 ada 61, yeni 5587 ada 61 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın "muhdesatın" 2. ve 3. katlarındaki toplam 4 adet dairenin bağımsız bölümün kendisi tarafından yapıldığını "meydana getirildiğini" öne sürerek kendisi tarafından meydana getirilen muhde-satların kendisine ait olduğunun tesbiti istemiyle davalı Safiye ve paydaşlarını hasım göstererek dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, eski 1620, yeni 5583 ada 61 parsel sayılı taşınmaz üzerinde zemin ve 3 normal kattan ibaret yapıda % 24.8 tüm bina bedeline oranlı 3. normal katın davacı tarafından yapılmış olduğunun tesbitine karar verilmiş, hüküm davalılardan Safiye tarafından temyiz edilmiştir.Dava niteliği ve içeriği itibariyle tarafların ortak miras bırakanı Hasan adına tapuda kayıtlı eski 1620, yeni 5583 ada 61 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın ikinci ve üçüncü katlarındaki 4 adet dairenin davacıya aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, toplanan ve değerlendirilen delillere göre, ikinci katta bulunan dairelerin ortak miras bırakanın sağlığında ve miras bırakan Hasan tarafından yaptırıldığı, üçüncü kattaki dairelerin ise, davacı tarafından yaptırıldığı "meydana getirildiği" kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dosyaya ibraz edilen veraset belgesine göre davacının 28.02.1968 doğumlu olduğu, tanık beyanları ve davacının 29.04.2004 günlü keşifte keşif tutanağına geçen usulün 151. maddesi hükmü uyarınca imzasıyla belgelendirilen beyanından önce binanın ilk iki katının 1977 yılında tamamlanıp, yapı kullanma izin belgesinin alındığı* miras bırakanı 1980 yılında hastalanması üzerine işini oğlu olan, davacıya bıraktığı, davacının çalıştığı işten elde ettiği tüm parayı kasa olarak gördükleri babası ortak miras bırakan Hasan'a verdiği, bu yolla elde edilen gelirlerle davaya konu üçüncü katın yapılmış olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Dava ve temyize konu üçüncü katın yapımına başlandığı tarihte, davacının, henüz 14-15 yaşlarında bulunduğu, henüz ergin olmayan bu yaştaki çocuğun müstakil yada bağımsız iş yapıp gelir elde etmesi dava ve temyize konu muhdesatları kendi adına tekbaşına meydana getirmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi davacının 29.04.2004 günlü keşif tutanağına geçirilen usulün 151. maddesi hükmü ile belgelendirilen bu nedenle kendisini kayıtsız koşulsuz bağlayan beyanı karşısında, üçüncü katın miras bırakan babası adına ve ona ait gelirlerle yaptırıldığının "meydana getirildiğinin" kabulü gerekir. Öte yandan davacının babasına ait iş yerinde çalışması ve elde ettiği geliri babasına vermesi, evin yapım işi ile fiilen ilgilenmesi ahlaki bir görev ve borcun yerine getirilmesidir. Öğretide ve Yargıtay uygulamasında kararlılık kazanan görüşlere göre "AHLAKİ BORÇLAR" rıza ile ilgilisine ödenebilen dava edilemeyen borçlardandır. Mahkemece bu maddi ve hukuksal olgular dikkate alınarak davanın tümü ile reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı Safiye'nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan harcın ilgilisine iadesine, 23.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.