Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 454 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7787 - Esas Yıl 2012





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava konusu 108 ada 143 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, davalı taraf ise tescil hükmü ile oluşan tapu kaydına dayanmıştır. Mahkemece dava konusu taşınmaz üzerinde adına tescile karar verilen zilyet davacı taraf yararına taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma soruşturma yetersizdir. Davalı tarafın dayandığı tescil hükmü ile oluşan tapu kaydı ve dayanağı harita varsa tescil hükmünün dayanağı ilam getirtilerek 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi hükmü uyarınca yöntemine uygun biçimde yerine uygulanmamış, kapsamı belirlenmemiştir. Öte yandan dava konusu taşınmazın tespit tutanağı içeriği incelendiğinde hükme dayanak yapılan, keşifte dinlenen bilirkişi ve tanık sözleri ile tutanak bilirkişilerinin beyanları çeliştiği, bir başka deyişle kadastro tespitinde saptanan hukuksal olgu ile keşifte saptanan hukuksal olgu birbirine aykırı düştüğü halde tutanak bilirkişileri dinlenilmeden karar verilmiştir. Her ne kadar, mahkemece davanın dayanağını oluşturan 3402 SayılıKadastro Kanununun 14. maddesi hükmü uyarınca araştırma ve soruşturma yapılmış ise de, bu doğrultuda yapılan araştırma ve soruşturma da yöntemine uygun olmadığı gibi ayrıca yetersizdir. Davacının miras bırakanı Hasan'ın ölüm tarihi ile kadastro tespit tarihi arasında 20 yıllık sürenin geçmediği anlaşılmaktadır. Böylesine yetersiz araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulamaz. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle davalı tarafın tutunduğu tescil hükmü ile oluştuğu öne sürülen tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte maliki ya da maliklerini gösterecek ve açıkta pay kalmayacak şekilde varsa haritasıyla birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, tapu kaydına dayanan davalı tarafın kayıt maliki ya da malikleri ile akdi ya da irsi ilişkisi ilgilinin onaylı nüfus kayıt örneği ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilmeli, tapu kaydının dayanağı ilam Tapu Sicil Müdürlüğü'nde bulunamadığı takdirde tutunulan tapu kaydının dayanağı ilam hükmü veren Hukuk Mahkemesinin karar kartonundan onaylı bir örneği getirtilerek bu yolla dava dosyası keşfe hazır hale getirilmeli, bundan sonra tespit tutanağı bilirkişileri ve yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, tutanak bilirkişileri taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenilmeli, hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen bilirkişi ve tanıkların sözleri ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları arasındaki aykırılık giderilmeli, geniş kapsamlı kadastro paftasının ölçeği ile davalı tarafın tutunduğu tapu kaydının dayanağı haritanın ölçeği eşitlendikten sonra haritalar yerel bilirkişi yardımı uzman bilirkişi eliyle çakıştırılarak yerine uygulanmalı, bu yolla kapsamı belirlenmeli, tapu kaydının dayanağı harita bulunamadığı takdirde tapu kaydında ve dayanağı mahkeme ilamında tarif edilen sınır yerlerinden yararlanılarak tapu kaydı 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca yerine uygulanmalı, kapsamı belirlenmeli, uygulamada tapu kaydı dava dışı başka taşınmaz ya da taşınmazlara revizyon görmüş ise bu olgu da kaydın kapsamı belirlenirken dikkate alınmalı, Digor Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/1-1998/26 E.K. sayılı dava dosyası bulunamadığına göre karar kartonundan onaylı karar örneği mahkemesinden ve Tapu Sicil Müdürlüğünden varsa krokisi ile birlikte getirtilmeli bu ilam dahi mahallinde uygulanmalı, taraflar arasında kesin hüküm ya da güçlü delil olup olmadığı değerlendirilmeli tapu kaydının kapsamı ile ilam kapsamı dışında kalan taşınmaz kesimi varsa öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, davacı taraf yararına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği duraksamasız belirlenmeli, bu konularda da yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı gerekçeli rapor alınmalı, adına tescile karar verilen zilyet davacı ...'nın murisi Hasan Uzma'nın onaylı nüfus kayıt örneği getirtilerek kimlikleri bu yolla sağlıklı biçimde belirlenmeli, bundan sonra aynı çalışma alanı içerisinde murisi Hasan ve mirasçılarının adlarına kayıtsız ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Kadastro Müdürlüğü, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, tespit edilen taşınmazlar varsa sözü edilen taşınmazların tespit tutanakları ve varsa dayanakları kayıtlar, davalı iseler dava dosyaları getirtilmeli, paylı tespit edilen taşınmazlar varsa taşınmazın yüzölçümü payda kabul edilerek ilgiliye o taşınmazda payı karşılığında kaç m2 taşınmaz mal isabet edeceği duraksamasız belirlenmeli, davalı olan ve hükme bağlanmayan dava dışı taşınmazlar varsa etkili bir denetim ve kontrol için usulün 45 ve onu izleyen maddeleri hükmü ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmündeki kısıtlamalar dikkate alınarak birleştirilip birleştirilmeyeceği düşünülmeli, hükme bağlanıp kesinleşen davalar var ise sonuçları gözönüne alınmalı, bu yolla sağlıklı biçimde bir kontrol ve denetim yapılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı ...'ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalı ...'a iadesine, 24.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.