Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4480 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23112 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Afşin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 03/04/2013Numarası : 2012/398-2013/194 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı vekili, müvekkilinin Kamu İhale Kanununa göre hizmet alımı sureti ile "yüklenici olarak adlandırılan firmalar aracılığı ile EÜAŞ Genel Müdürlüğü'nün Afşin Elbistan B Termik Santrali İşletme Müdürlüğünde çalıştığını, taşeronlarca Kamu İhale Kanunun 4. maddesindeki hizmet olarak tanımlanan hiç bir faaliyetin yürütülmediğini, fiili yürütülen faaliyetin tamamen yüklenici firmaların davalı EÜAŞ Genel Müdürlüğü'ne işçi temin etmesinden ibaret olduğunu, davacı ve pek çok yüklenici işçisinin uzun yıllardır EÜAŞ AEL İşletme Müdürlüğü bünyesinde çalıştığını, ihaleyi alan taşeronlar değişse bile ihale dönem sonunda "çıktı, girdi" yapılarak çalıştırılmaya devam ettirildiklerini, çalışmaları sırasında emir ve talimatları davalı işletme yetkililerinden aldıklarını, işçilerin hangi işlerde ve nerede çalışacaklarının işletme tarafından belirlendiğini, işin yürütülmesinde kullanılan tüm araç ve gereçlerin işletmeye ait olduğunu, çalışma düzeninin, fazla mesai yapılıp yapılmayacağının işletme yetkililerince belirlendiğini, müvekkili ile diğer işçilerin puantajlarının EÜAŞ yetkililerince tutulduğunu, davalı işletme ve dava dışı şirketler arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin muvazaalı olduğunun kabulü ile 4857 sayılı İş Kanunun 2. maddesine göre müvekkilinin başlangıçtan itibaren asıl işveren olan EÜAŞ işçisi olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin taşeron firma işçisi olması sebebi ile işletmenin işçileri ile aynı iş yerinde aynı koşullarda çalışarak daha az ücret aldığını, baştan itibaren müvekkili ile diğer işçilerin EÜAŞ işçileri ile aynı sosyal haklara sahip olması gerektiğini belirterek müvekkilinin işvereninin en başından itibaren davalı EÜAŞ Genel Müdürlüğü olduğunun tespiti ile İş Kanunun 5. maddesine göre eşit davranma ilkesi gereğince ücret, ikramiye ilave tediye, fazla mesai, sosyal haklar, prim ve diğer alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı EÜAŞ vekili, davacının kendi işçisi olmadığını, yapılan işin 4734 sayılı İhale Kanunu’nun 4. maddesindeki hizmet tanımı kapsamında yer alan bakım onarım işi olduğunu, asıl işverenin bölümler arasında koordinasyon ve iş akışı sağlamak üzere, işin özelliği ve güvenliği nedeniyle, bir takım denetim-kontrol gerekçeleriyle bir kaç işçinin aynı yerde çalışmış olmasının taraflar arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisini ortadan kaldırmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının muvazaalı işlem yaparak işçi temin ettiği ve işçilerin başından itibaren davalının işçisi sayılması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 4857 sayılı Kanunun 2.maddesi 6.fıkrasına göre “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.” Asıl işin bir bölümü alt işverene verilemese de kanunda özel hüküm bulunması hallerinde yardımcı iş veya asıl iş olup olmadığına bakılmaksızın asıl işin bir kısmı alt işverene bırakılabilir. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu 15. Maddesine göre: “… g) (Ek: 9/7/2008-5784/5 md.) Elektrik enerjisi üretim, iletim ve dağıtım faaliyeti gösteren kamu tüzel kişileri, gerekli hallerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini tabi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde hizmet alınması yoluyla yaptırabilirler.” Anılan madde doğrultusunda Kamu İhale Kanunu 4 ve 22.maddeleri doğrultusunda davalı da ihale ile, kömür konveyörlerinin işletilmesi, bakım ve onarımının, temizliğinin, gözetlemesinin yapılması, çalışır vaziyette tutulması ve hizmet alım sözleşmesi ile performans kriterlerine uygun olarak C konveyörleri tesisinin işletilmesi, elektro-mekanik tamir bakım ve onarımının yapılması, temizliğinin yapılması ve gözetlenmesi işlerini dava dışı şirketlere vermiştir. Davalı ile dava dışı işverenler arasında 4857 sayılı Kanunun 2/6 maddesi kapsamında kalan asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunun dikkate alınmaması hatalıdır. Öte yandan Bölge Çalışma Müdürlüğü müfettişlerinin davalı ile dava dışı şirketler arasında yapılan sözleşmelerin muvazalı olduğuna ilişkin tespiti ve idari para cezası verilmesine ilişkin kararına karşı davalı tarafından mahkemenin 2011/50 Esas sırasına kayden açılan davada, mahkeme muvaazalı bir durum olmadığına ilişkin tespit yaparak idari para cezalarının iptaline karar vermiş ve bu karar 22 Hukuk Dairesi'nin 2012/27417 esas sayılı 12.11.2013 tarihli kararı ile onanmıştır. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve 22. Hukuk Dairesi'nin onama kararı birlikte değerlendirildiğinde davanın reddi yerine yanılgılı değerlendirme ile kabulü hatalıdır. O halde davalı vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.