Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4474 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19591 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 11/04/2013Numarası : 2011/192-2013/181 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili davacının davalı Belediye işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesini 14.03.2011 tarihinde fazla mesai, hafta tatili ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davacının maden mühendisi olup 657 sayılı Yasa'nın 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli personel olduğunu, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden mahkemenin görevsiz olduğunu, işten kendi rızası ile ayrıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre davacı ile 657 sayılı Yasa'nın 4/B maddesi kapsamında sözleşme imzalanmasına rağmen fiilen 4857 sayılı Yasa kapsamında işçi olarak istihdam edildiği, maden mühendisi olarak çalıştırılmadığı, mahkemenin bu nedenle görevli olduğu, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği, haklı feshin ispat edilemediği gerekçesi ile birlirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı hafta tatilinde çalıştığını iddia ederek alacak talebinde bulunmuş, mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek alacak hüküm altına alınmış ise de, dinlenen tanıkların hafta tatili çalışması konusundaki beyanları hesap yapmaya yetecek somut veriler içermediğinden hesaplama tahmine dayalı olarak yapılmıştır. Ancak dosya içerisinde mesai çizelgeleri bulunmakta olup davacının hafta tatilinde çalışıp çalışmadığı bu çizelgelerin değerlendirilmesi ile tespit edilmeli ve sonucuna göre davalı yararına oluşan kazanılmış haklar ihlal edilmeden alacak hakkında karar verilmelidir. 3-Davacı fazla mesai yaptığını ileri sürerek fazla mesai ücreti istemiştir. Bilirkişi raporunda davacı tanığı M.. S.. ve davalı tanığı A.. Ç..'in beyanına göre 20.06.2007-20.09.2007 ve 21.06.2008-10.09.2008 arası plaj kapısında birer hafta ara ile 08.00-19.00 veya 19.00-08.00 arası çalışarak gündüz çalıştığında haftalık 12 saat; gece çalıştığında haftalık 21 saat üzerinden fazla mesai ücreti hesap edilmiş ise de, davacı vekili dilekçesinde davacının 21.06.2008-10.09.2008 tarihleri arasında gündüz çalıştığını beyan ve kabul ettiğinden bu dönem için davacının gündüz çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılması gerekirken talep aşılarak yapılan hesaplamaya itibar edilmesi doğru olmamıştır. 4-Mahkeme kararında hüküm altına alınan alacakların net mi, bürüt mü olduğunun yazılmamasının, dava ve ıslah ile istenen miktarların ayrı ayrı gösterilmemesinin infazda tereddütlere ve karışıklığa neden olacağının düşünülmemesi hatalı olup ayrı bir bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.