Mahkemesi : Manavgat İş MahkemesiTarihi : 24/12/2012Numarası : 2011/435-2012/729 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine 2-Davacı, davalı otelde servis müdürü olarak çalışırken iş akdinin işveren tarafından haksız olarak sona erdirildiğinden bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve yol masrafı ücretinin ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının şirkette servis müdürü olduğunu, işyerinde pozisyonunun kendisine verdiği otoriteyi kullanarak personele zorla bitkisel kökenli ilaç verdiğinin tespit edilmesi üzerine, işyerinde ikinci bir iş yapması nedeniyle iş akdinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları nedeniyle sona erdirildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davalı işverenin, davacının işyerinde pozisyonunu kullanarak ilaç sattığını ne zaman öğrendiği, bu olayı öğrenmesinden sonra kaç gün içerisinde işçinin iş akdini feshettiği bilinmediği gibi davac??nın işyerinde ilaç sattığı da şüpheden uzak bir biçimde ispat edilmemiş olup iş akdinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacının iş akdinin işveren tarafından feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. Somut olayda, davacının servis müdürü olarak görev yaptığı, otel çalışanları tarafından verilen dilekçelerden, davacının, manevi baskı kurarak, ücret ödemelerinde kolaylık yapacağını söyleyerek ve rızalarına da bakmaksızın adlarına sipariş verip ilaçları getirtip emr-i vaki yaparak onları ilaç almaya zorladığı, ilaç almayan personele selam bile vermediği sabittir. Her ne kadar mahkemece, bu dilekçeleri, veren kişilerin otel çalışana olduğuna dair dilekçelerde bilgi olmadığı gerekçesiyle geçerli kabul etmemiş ise de, dilekçelerin içerikleri verilen somut bilgiler ve detaylar dilekçe sahiplerinin otel çalışanı olduğunu göstermesi ve bu hususun otelde çalışanların listesinin getirtilmesi kolayca açıklığa kavuşturulacak olmasına göre yerinde bulunmamıştır. Bu durumda davacının davranışının, işyerindeki pozisyonunun kendisine sağladığı yetkileri kötüye kullanarak ikinci iş yapmak suretiyle doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olduğunun anlaşılmasına göre, davalı işverence haklı nedenle fesih yapıldığının kabulü ile davacının kıdem ve ihbar tazminatının reddi gerekirken yazlı şekilde kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. 3-Davacının yol ücreti alacığı yönünden ise; davacı işyerinde gece saat 23.00-24.00’ e kadar çalıştığını beyan etmesi ve bilirkişi tarafından da bu saatlere kadar çalıştığının kabul edilmesi karşısında, davalı işyerinde 00.00 vardiyasının olması nedeniyle işyerindeki servis saatlerinin getirtilerek davacının kendi özel aracı ile işe gidip gelmesinin zorunluluktan mı kaynaklandığı, yoksa özel tercihi sonucu mu olduğu hususunun davalının ısrarlı savunmasına rağmen araştırılmaması ve eksik araştırma ile talebin kabulüne yönelik hüküm kurulmuş olması bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.