Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4373 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23238 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : Adana 5. İş MahkemesiTarihi : 02/07/2013Numarası : 2012/264-2013/469 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.2.Davacı vekili, davacının 30.04.2004-07.08.2008 tarihleri arasında çalıştığını, sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin iş akdinin işveren tarafından haksız feshedildiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda Mahkemece hiçbir gerekçe ve delil tartışması yapılmaksızın feshin haksız olduğu kabul edilmiştir.Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur.Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur.Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.Davalı işveren davacının istifa ettiğini iddia etmiştir. Davacı vekili 23.12.2011 tarihli dilekçesi ile istifa dilekçesindeki imzanın davacıya ait olmadığını savunmuştur. Mahkemece neden istifa dilekçesine itibar edilmediğine dair hiçbir gerekçe gösterilmediği gibi, davacının inkarına rağmen istifa dilekçesi üzerinde imza incelemesi de yaptırmamıştır. Mahkemece eksik inceleme ile ve açık kanun hükümlerine rağmen gerekçesiz karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.3.Kabule göre de, dava tamamen kabul edildiği halde hüküm fıkrasında kısmen kabulüne denilmesi hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.