Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, Yargıtay'ca incelenmesi taraflarca istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, kaçak atık su kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen borç miktarının tahsili amacıyla yapılan icra takibine karşı öne sürülen itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Karar taraflarca temyiz edilmiştir. 1) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca tüzel kişilere fiil ehliyetine sahip olabilme yeteneği sağlanmıştır. Tüzel kişinin hak sahibi olarak üçüncü şahıslarla ilişki kurabilmesi ve iradesini açıklayabilmesi için organlara sahip bulunmasının gerekli olduğu yasada hükme bağlanmıştır. 4721 sayılı Kanun'un 50. maddesi'ne göre "Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır. Organlar, hukukî işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar. Organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar." kuralı konulmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 50. maddesi'nde kullanılan organ kavramının özel hukuk tüzel kişileri için ne şekilde uygulanacağı 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1/II ve aynı yasanın 138. maddesi'nde düzenlenmiştir. Her şirket nev'ine mahsus hükümler mahfuz kalmak şartıyla Medeni Kanun'un ilgili maddeleri, her şirket nev'inin mahiyetine uygun olduğu nispette, ticaret şirketleri hakkında da uygulanır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 177/II. maddesi'ne göre "Bir ortağın şirkete ait vazifelerini ifa dolayısıyla işlediği haksız fiillerden şirket de doğrudan doğruya mes'uldür". Aynı yasanın 321/son maddesi'nde "temsile veya idareye salahiyetli olanların vazifelerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden anonim şirket mesul olur. Şirketin rücu hakkı mahfuzdur." denilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, 19.12.2006 tarihinde şirket yönetim kurulu kararı gereği davalı ..., dava dışı .....'nin yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak atanmış olup şirketi temsile yetkilidir. Özel hukuk tüzel kişilerinin haksız fiilleri ancak organları aracılığıyla işleyebileceği düşünüldüğünde, temsile yetkili kişilerin de şirket tüzel kişiliği ile birlikte müteselsil sorumluluğu esastır. O halde, mahkemece davacının kaçak atık su kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen borç miktarının tahsili amacıyla yapılan icra takibine karşı öne sürülen itirazın iptali isteminin esasına yönelik değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalıya husumetin yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 2)Birinci bentte açıklanan bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara ayrı ayrı iadesine, 24.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.