Mahkemesi : Adana 1. İş MahkemesiTarihi : 04/10/2013Numarası : 2012/62-2013/562 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine 2-Davacı, davalı işyerinde otobüs şoförü olarak çalışırken iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğinden bahisle kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının iş akdini, daha iyi bir iş bulması nedeniyle kendisinin istifa ederek sonlandırıldığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının başka bir yerde işe başlamak için istifa ettiği gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin reddine, diğer alacak taleplerin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Anayasanın 141'nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir. Somut olayda davacı dava dilekçesinde, ücretinin net 1.000,00 TL olduğunu iddia etmiştir. Ancak yapılan emsal ücret araştırmalarına dayanarak mahkemece, karar gerekçesinde, davacının asgari ücretle ve giydirilmiş 1.004,10 TL. ücret karşılığı çalıştığının kabul edildiği açıklanmıştır. Dosyada rapor tanzim eden bilirkişi,ücret konusunun çekişmeli olması nedeniyle hem asgari ücrete göre , hem de davacının iddia ettiği ücrete göre ikili bir hesaplama yapmıştır. Hüküm altına alınan miktarların incelenmesinde, bilirkişinin 4.7.2013 tarihli raporunda ıslaha karşı zamanaşımı savunması üzerine hazırlanan ek raporda davacının iddia ettiği ücret baz alınarak yapılan hesaplamanın hükme esas alındığı görülmektedir. Bu durumda mahkeme kararının gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında açıkça çelişki bulunmaktadır. Yapılacak iş, bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar vermektir. O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın, talep halinde davalıya iadesine, 21/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.