Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 427 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15319 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Antalya 1. İş MahkemesiTarihi : 18/01/2013Numarası : 2011/68-2013/12 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalı işyerinde 01/01/1999 tarihinde asıl işveren davalı kurumun alt işverenleri bünyesinde ve onun işçisi olarak çalışmaya başladığını , 01/01/2010 tarihinden itibaren de davalı şirketin aldığı ihale sonucunda alt işveren olması dolayısıyla davalı şirket bünyesinde çalışmakta iken iş akdine 31/12/2010 tarihinde son verildiğini, özellikle kış aylarında günlük 12 saat çalıştığını, yapmış olduğu fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma ücretinin tahsilini istemiştir. Davalı Kurum vekili, Kurumun temizlik işlerini anahtar teslim esasına göre firmalara ihale ettiğini ve bu firmaların ihale olunan işi münhasıran kendi işçileri ile yerine getirdiğini, davacıya fazla mesai alacağının da aylık ücreti ile birlikte ödendiğini, davanın reddi gerektiğini talep etmiştir. Davalı Pro-Tem Ltd.Şti. vekili, davacının çalıştığı kalorifercilik işinde vardiya usulü ile çalışma söz konusu olup gerektiğinde 3 vardiya yapıldığından fazla çalışmanın söz konusu olamayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece diğer isteklerle birlikte, fazla çalışma ücreti isteğinin de kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatillerde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda, Mahkemece davacının 01.01.2010-31.12.2010 tarihleri arasında tanık anlatımlarına itibar edilerek fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de, dosya ya sunulan davacının imzası bulunan 2010 yılının tüm aylarını kapsayan “personel imza ve devam cetveli” belgelerinde davacının çalışma saatlerinin gösterildiği görülmektedir. Söz konusu kayıtlarda gerekli inceleme yapılmadan tanık beyanlarına dayanılarak isteklerin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu belgeler üzerinden inceleme yapılarak, bu kayıtlar bir değerlendirmeye tabi tutulmadan eksik araştırma ve inceleme ile tanık beyanlarına göre fazla mesai ücreti belirlenerek sonuca gidilmesi hatalıdır. O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine 16.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.