Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4243 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19847 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Adana 5. İş MahkemesiTarihi : 08/05/2013Numarası : 2012/14-2013/282 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı işyerinde tıbbı mümessil olarak çalıştığını Kahramanmaraş’a iş için gittiğinde pantolonun yırtıldığını, yırtığının büyümemesi için yeni bir pantolon almak istediğini, ancak cüzdanın olmadığını fark ettiğini, kısa zamandır orda çalıştığından en yakın hissettiği A...Eczanesine gittiğini, eczacının bayan olduğu için utandığını ve pantolonun yırtıldığını söyleyemediğini ve cüzdanını evde unuttuğunu ve otel parası ödemek amacıyla borç para istediğini söylemek zorunda kaldığını, 21.12.2011 tarihinde sağlık çalışanlarının eylemi nedeniyle Kahramanmaraş’a gidemediğini, son derece insani bir durum nedeniyle borç para istemek zorunda kaldığını iş akdinin işverence haksız şekilde feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı alacağı miktarın??n tespitini talep etmiştir Davalı, tespit davasında hukuki yarar olmadığını ve iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davalı işveren tarafından feshin son çare olma ilkesine uygun olmadığı,iş akdinin davalı işverence haksız feshedildiğinin kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı miktarlarının tespitine karar verilmiştir.İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. İşçinin eleştiri sınırları içinde kalan söz ve davranışları ise, işverene haklı fesih imkânı vermez Davalı işveren 30.12.2011 tarihli fesih bildiriminde “Tıbbı tanıtım ve satış sorumlusu olarak çalışmaktasınız. Kahramanmaraş ilinde görev yapmakta iken şirket çalışanımız G..O..’un ismini kullanarak şirketimiz müşterilerinden A.. Eczanesi sahibi S. H...dan Kahramanmaraş da konaklama ücretlerinin şirket tarafından ödenmediğini belirterek borç para aldığınız, aldığınız bu parayı ödeyeceğiniz zaman zarfında ödemediğiniz ve eczane sahibinin olayı şirket çalışanımız G. O..’a intikal ettirmesinden sonra , aldığınız parayı geri ödediğiniz, şirket çalışanı olarak çok iyi bildiğiniz üzere şirketimizin çalışanlarının konaklamaya ilişkin ücretleri, konaklama firmasının fatura bedeli karşılığında merkezden yatırılmaktadır. Hal böyle iken, şirket prensip ve talimatlarına aykırı olarak, şirketin ve çalışanın bilgisi dışında , unvan ve isimleri kullanarak şirket müşterisi durumunda bulunan bir eczaneden borç adı altında para almanız , her ne gerekçe olursa olsun taahhüt ettiğiniz zamanda ödememeniz, ödemeyi zamanında yapmamanız üzerine konunun şirket yetkililerine ve çalışanına intikal ettirilmesi durumu , şirketin üçüncü şahıslar nezdinde itibar kaybına sebebiyet verdiği gibi, en hafif deyimle şirket ve işverenin güvenini kötüye kullanmak olarak değerlendirildiğinden iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun25/2-e maddesi uyarınca feshedilmiştir” ifadesi yer almaktadır. Davacı söz konusu olaya ilişkin savunmasında,”14.12.2011 günü seyahate çıkarken cüzdanını Adana da unuttuğunu , S. H.. kendisine yakın hissederek, haftaya verilmek kaydıyla 150.00 TL istediğini, eczacının 200.00 TLverdiğini,21.12.2011 tarihinde sağlık çalışanlarının grevi olması nedeniyle ziyareti cumaya aldığını ve parayı iade ettiğini, böyle bir durumu ilk kez yaşadığını, ne yapacağını bilemediğini” belirtmiştir. Tüm dosya kapsamı özellikle davacı tanığı S.. Y.. ve D.. O..’un mahkemeye verdikleri beyanlar ve ayrıca işveren tarafından alınan yazılı beyanlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı 14.12.2011 günü çalıştığı bölgedeki eczane sahibi ve aynı zamanda davalı şirket müşterisi Aksu eczanesi sahibi Sabahat Hanımdan şirket çalışanı Gülnihal Hanım’ın yönlerdiğini belirterek borç para aldığı sabittir. Ayrıca davacının dava dilekçesinde borç para istemesinin gerekçesi olarak belirttiği pantolonunun yırtılması olayına da yazılı ifadelerinde ve savunmasında hiçbir şekilde belirtmediği gibi olay gönü pantolon aldığına da ispatlayamamıştır. D.. O.. beyanında Sebahat hanımın kendisini arayıp, davacının kendisinden borç para aldığını ve şirketin konaklama masraflarını ödeyip ödemediğini sorduğunu, davacıya bu durumu sorduğunda kendisine pantolonu yırtıldığından dolayı borç para aldığını ve bu durumdan utandığı için gerçek durumu söyleyemediğini belirttiğini ve kendisinin de bu durumu bölge müdürlüğüne ilettiğini beyan etmiştir. Hal böyle olunca, davacı konaklama masraflarının şirket tarafından ödendiğini bilmesine rağmen, bu hususu gerekçe göstererek şirketin müşterisinden borç para istediği , bu parayı süresinde alacaklısına ödemediği ve en önemlisi referansı ile borç para istediği Gülnihal hanıma borç aldıktan sonra dahi haber vermediği , Gülnihal Hanımın bu durumdan eczacının haber vermesi üzerine haberdar olduğu ve olayı şirket yetkililerine bildirdiği, şirketin olay nedeni ile zor duruma düştüğü ve itibar kaybına neden olduğu sabit olduğundan davacının tüm bu eylemleri ile doğruluk ve dürüstlük kuralına aykırı davrandığı ve davalı işverenin olayda haklı nedenle tazminatsız olarak iş akdini feshetme hakkının doğduğunun kabul edilmesi gerekirken, farklı gerekçe ile kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının bulunduğunun tespitine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı tarafa iadesine, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.