Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4178 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22679 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Mersin 4. İş MahkemesiTarihi : 16/05/2013Numarası : 2012/638-2013/248 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacının temyiz itirazlarına gelince; Davacı, 27/01/2001 tarihinde davalı şirket bünyesinde satış elemanı olarak çalışmaya başladığını, iş aktinin 20/10/2009 günü haklı bir neden olmaksızın önelsiz olarak işveren tarafından feshedildiğini iddia ederek ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin, genel tatil ve fazla mesai ücretlerinin ödetilmesini istemiştir. Davalı süresinde cevap vermemiş, bilahane verdiği 27/04/2012 günlü dilekçe ile savunma ve delillerini ıslah ettiklerini bildirerek davacının işyerinden istifa etmek suretiyle ayrıldığını belirtip buna dair deliller sunmuş, bir kısım alacaklar yönünden de zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, davalının süresinde hiç vermediği ve bilahane ıslah ettiğini belirtiği dilekçedeki delilleri dikkate alınarak iş aktinin davacının başka bir dükkandan hisse satın alarak kendi işyerini kurmak amacıyla işyerinden ayrılarak eylemli olarak feshettiği, feshin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti talebinin reddine; fazla çalışma, ulusal bayram, genel tatil ücretleri yönünden ise davalının zamanaşımı, def'i gözetilerek bu alacakların kısmen kabulüne karar verilmiştir. .../.. Süresi içerisinde ve hiç verilmemiş bir cevabın ıslahı suretiyle delil ikamesi ve zamanaşımı savunmasının ileri sürülüp sürülemeyeceği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 5521 sayılı İş Muhakemeleri Kanununun 7. maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulünün uygulanacağı düzenlenmiştir. Ancak, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun 447.maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 vd. maddelerinde iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir. 6100 sayılı HMK'nun yürürlükte olduğu dönemde (312/2.) madde uyarınca cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak durum ve koşullara göre mahkemece yine bu süre içinde başvuran davalıya, bir defaya mahsus ve iki haftayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Cevap dilekçesinde zamanaşımı def'i ileri sürülmemiş ya da süresi içinde cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı def'i davacının açık muvafakati ile yapılabilir. Tarafların davada iddia ve savunmanın değiştirilmesi yasağı sebebiyle yapamadıkları işlemleri yaparak verdikleri dilekçeleri tamamen veya kısmen düzeltmelerine ıslah denir. (HMK md.176) Somut olayda, dava 25/01/2012 günü 6100 sayılı HMK'nun yürürlükte olduğu dönemde açılmış, dava dilekçesi ve tensip zaptının davalıya usulüne uygun tebliğine rağmen davalı süresi içinde cevap dilekçesi sunmadığı gibi delillerini de bildirmemiştir. Bilahare verdiği 27/04/2012 günlü dilekçe ile savunma ve delillerini ıslah suretiyle savunma hakkını kullanmak istemiş ve zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Davacı ise buna karşı koymuştur. HGK'nun 2010/9-629 esas ve 2011/70 karar sayılı 06/04/2011 tarihli ilamı ile süresinde verilmiş cevap dilekçesinin ıslahı suretiyle zamanaşımı def'inde bulunabileceği benimsenmiştir. Hal böyle olunca, süresinde ve hiç verilmeyen cevabın ıslahı mümkün olmadığından davalının 27/04/2012 tarihli dilekçesindeki savunması ile buna dair delillerinin ve davacı tarafça kabul edilmeyen zamanaşımı def'inin dikkate alınması doğru değildir. Anılan yön gözetilmeksizin davacının ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti taleplerinin tümden reddi; Fazla çalışma ücreti, ulusal bayram, ve genel tatil ücreti yönünden de bilirkişi ek raporundaki davalının zamanaşımı def'i gözetilerek dava tarihinden geriye doğru beş yılı kapsayan kısmın hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 20/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.