Mahkemesi : Samsun 2. İş MahkemesiTarihi : 09/04/2013Numarası : 2011/569-2013/191Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı vekili, müvekkilinin, davalı şirkette kapsam dışı memur olarak çalışmaktayken davalı idarenin özelleştirilmesi sebebiyle diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere 28/07/2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirildiğini, 03/01/2011 tarihi itibariyle müvekkilinin davalı ile ilişiğinin kesildiğini, maaş nakil ilmuhaberi düzenlenirken ilişiğinin kesildiği tarihe kadar geçen sürede devlet memurlarına yapılan zamlar ile 40+40 olarak anılan denge tazminatı tutarlarının dikkate alınmadığını, hatalı olarak düzenlenen maaş nakil ilmuhaberinin düzeltilmesi gerektiğini belirterek naklen atandığı tarih göz önüne alınarak mahrum bırakıldığı 40+40 denge tazminatı ve %2,32 'lik enflasyon artışının geriye dönük yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesine ve bundan sonraki dönemlere ait maaşına ilave edilmesine, yargı giderlerinin dava açılmasına sebebiyet veren davalı idareye tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davacının 28/07/2010 tarihli Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilen maaş nakil formunda, ek ödeme dahil bildirilmesi gereken aylık net ücretinin 1.834,59 TL olması gerektiğinin tespiti ile ek ödeme maaş alacak bedeli olarak brüt 2.000,00 TL'nin 26/12/2011 tarihinden itibaren, brüt 4.115,03 TL'nin 12/09/2012 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Danıştay İdari Dava Daireleri’nin 07.04.2011 gün ve 2011/55-205 sayılı kararına göre “yasal düzenleme ile T.. A..'nin özelleştirilmesi sonucunda, işlevsel görevlerde bulunan ve ikamesi kısa sürede imkansız personelin isteklerine bağlı olarak makul bir süre kamu görevlerinden aylıksız izinli sayılarak özel hukuk tüzel kişisinde çalışmalarına olanak sağlandığı, söz konusu personelin, aylıksız izinli olarak geçen sürede kamu personeli statülerinin devam ettiği, imtiyaz sözleşmesi ile bir kamu hizmetini yürütmek hakkını elde eden davalı şirkete, devir sonrasında yetişmiş personel yetersizliği nedeniyle doğabilecek aksaklıkların önüne geçilebilmesi için, 406 sayılı Yasa hükümleri ile tanınan ayrıcalıkların sonucu olarak da, bünyesinde belli süre ile çalışmaya devam eden söz konusu personelin kamu kurumlarına naklen atanmasının sağlanması amacıyla kimi görevler yüklendiği, 406 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davalı şirket tarafından, hak sahibi personelinin Devlet Personel Başkanlığına bildirmesi, bildirim ile beraber personelin nakledileceği kamu kurumunda yararlanacağı parasal haklara esas olmak üzere memur maaş nakil ilmühaberi düzenlenmesi, personelin ilişiğinin kesilmesi gibi işlemler bulunduğu, bu işlemlerin idare hukuku alanında hukuki sonuçlar doğurduğu ve ilgili personelin nakledilecekleri kurumdaki statülerini, özlük ve parasal haklarını belirlediği, söz konusu işlemlerin kamu personeli hakkında ve idare hukuku alanında tesis edilmiş birer idari işlem niteliğinde oldukları, davalı şirketin, Telekomünikasyon Kurumu ile Türk Telekom arasında imzalanan “Telekomünikasyon Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi” ile belli bir kamu hizmetini yürütmek görev ve yetkisi ile donatıldığı, bu görev ve yetkiler dahilinde bazı kamusal ayrıcalıkları ve yükümlülükleri bulunduğu, belirtilen statüsü ve özel yasa hükümleri gereğince bazı kamusal ayrıcalıklara ve yükümlülüklere sahip olması nedeniyle davalı şirketin, herhangi bir özel hukuk tüzel kişisinden farklı bir hukuki statü içinde bulunduğu, bu durumda, imtiyaz sözleşmesi ile bir kamu hizmetinin yürütmekle görevli ve yetkili kılınması nedeniyle, diğer özel hukuk tüzel kişilerinden farklı olarak kimi kamusal ayrıcalıklara ve yükümlülüklere tabi olan, 406 sayılı Yasa hükümleri ile, kamu kurumlarına nakil hakkı bulunan personeli ile ilgili olarak bazı kamusal görevler yüklenen davalı şirketin, belirtilen görevleri kapsamında tesis ettiği işlemlerin idari işlem niteliğinde olduğu ve bu işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargının görevinde bulunduğu” kabul edilmiştir. Görev kamu düzenindendir ve yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınmalıdır. Danıştay İdari Dava Daireleri'nin gerekçeleri Dairemizce benimsenmiştir. Gerçekten özelleştirmeden önce statü hukuku hükümlerine tabi davacı niteliğindeki personel, özelleştirme sonrası belirli bir süreliğine davalı ile özel hukuk hükümlerine tabi olarak iş sözleşmesi kapsamında çalıştırılmakta, nakledildiğinde tekrar statü hukuku kapsamına girmektedir. Davacının iş sözleşmesi ile çalıştığı dönemde, davalı şirkete davacının ücreti konusunda “artış oranının, kamudaki memur maaş artış oranında” olacağı yönünde yükümlülük getirildiği gibi 406 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davalı şirkete, hak sahibi personeli Devlet Personel Başkanlığına bildirmesi, bildirim ile beraber personelin nakledileceği kamu kurumunda yararlanacağı parasal haklara esas olmak üzere memur maaş nakil ilmühaberi düzenlenmesi, personelin ilişiğinin kesilmesi gibi işlemler yaptırıldığı görülmektedir. Bu işlemler idare hukuku alanında hukuki sonuçlar doğurduğu ve ilgili personelin nakledilecekleri kurumdaki statülerini, özlük ve parasal haklarını belirlediği, dava konusu işlemlerin kamu personeli hakkında ve idare hukuku alanında tesis edilmiş birer idari işlem niteliğinde oldukları açıktır. İdari işlemlerle ilgili uyuşmazlığın ise adli yargı yerinde değil, idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. (HGK'nun 2012/9-1518 Esas sayılı kararı) aynı yöndedir.Mahkemece dava dilekçesinin HMK'nun 114/1-b maddesi uyarınca "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle aynı Yasa'nın 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde esasa girilerek davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.