Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4133 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26704 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Mersin 4.İş MahkemesiTarihi : 12/09/2013Numarası : 2012/856-2013/397 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, iş akdinin kıdem tazminatı hakkı verecek şekilde sona erdiğini belirterek fazla çalışma ve hafta tatili alacağı yanında diğer işçi alacaklarının da tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacının iş akdinin kıdem tazminatına hak kazanamayacak şekilde haklı nedenle feshedildiğini, ayrıca davacı işçinin hak ve alacağı olmadığını öne sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve hafta tatili alacağı bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda; davacı taraf dosyaya bir kısım nöbet çizelgeleri sunmuş, ayrıca dava dilekçesinde davalı işyerinde işe giriş ve çıkış kayıtlarına delil olarak dayanmış, dilekçe içeriğinde de işe giriş çıkışlarda 2011 yılına kadar imza dosyası, 2011 ila 2012 yılları arası ise parmak basma cihazı olduğunu açıklamıştır. Ne varki mahkemece davacının delil olarak dayandığı işyeri işe giriş ve çıkış kayıtları konusunda imza föyü veya parmak basma cihazı ile alınan işe giriş çıkış saatlerine ilişkin döküm ve belge getirilmeden karar verilmiştir.Yapılacak iş davalı işyerine yazı yazılarak davacının işe giriş ve çıkış saatleri ve günlerini gösterir imza föyü, nöbet çizelgeleri ile başkaca bir bilgi veya belge bulunup bulunmadığı, ayrıca davalı işyerinde parmak basma cihazı olup olmadığı bulunmadığı var ise bu cihaza ait işe giriş ve çıkış saatleri ile yukarıda açıklanan nöbet çizelgeleri ve giriş çıkış kayıtları getirtmek, gerekirse yeniden uzman bir bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak davacının fazla çalışma ve hafta tatili alacağı bulunup bulunmadığı, var ise miktarı hesaplatılmak suretiyle yeniden değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermektir. 3- Ayrıca mahkeme tarafların talebi ile bağlı olup talepten fazlaya veya başka bir şeye hükmedemez. Davacı taraf 26.06.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile ıslah talebinde bulunmak suretiyle talebine konu alacak miktarlarını artırmıştır. Ne var ki ıslah dilekçesinin incelenmesinde davacı taraf faiz talebinde bulunmamıştır. Davacının ıslah dilekçesinde faiz talebinde bulunmamasına rağmen mahkemece talep aşılmak suretiyle ıslaha konu miktarlar yönünden de ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi isabetsiz olup kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.