Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4130 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27096 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Bartın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 24/09/2013Numarası : 2011/32-2013/203 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine 2-Davacı, davalı işyerinde biletçi olarak çalışırken, ücretlerinin ödenmediği ve kendisine hakaret ve tehdit edildiği, iş akdinin alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğinden bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının iş akdinin mazeretsiz olarak 3 gün işe gelmemesi nedeniyle haklı nedenle sonlandırıldığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının iş akdinin haklı neden olmadan işveren tarafından sonlandırıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İş sözleşmesi gereği, işçinin, Ulusal bayram genel , hafta tatili ve Fazla çalışmalarını da içine alan geniş anlamda ücretinin yasal süresi içinde tam olarak ödenmemesi de iş şartlarının uygulanmamasıdır ve bu da davacıya iş akdini haklı nedenle fesih yetkisi verir. İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25 inci maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17 nci maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedeni bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26 ncı maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar. İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. İşçinin 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez. Somut olayda, davacının işyerini terk ederek eylemli olarak, davalının devamsızlık nedeniyle feshinden önce, iş akdini feshettiği Ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunması nedeniyle feshin haklı olduğu sabittir. Bu durumda iş akdini fesheden davacının ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. 3-Tanık beyanların itibarla hüküm altına alınan fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili çalışması alacaklarından hakkaniyet indiriminin yapılması gerekip gerekmediği hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Ulusal bayram genel, hafta tatili ve fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak şekilde bir indirime gidilmemelidir. Ayrıca, fazla çalışma alacağından yapılan indirim nedeniyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık beyanlarına itibarla ulusal bayram genel, hafta tatili ve fazla çalışma hesabının yapıldığı ve takdiri indirimin yapılıp yapılmayacağı ve oranın tespitinin mahkemeye bırakıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, hakkaniyet indirimi yapılamadan doğrudan bilirkişi tarafından hesaplanan rakamlar üzerinden karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.