Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı .... tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava konusu 101 ada 61, 170, 177, 179 ve 231, 104 ada 41, 126, 128, 132 ve 212, 108 ada 20, 109 ada 18, 110 ada 28, 111 ada 15, 18, 33 ve 74, 112 ada 24 ve 25, 113 ada 82, 84, 99 ve 101, 115 ada 19, 120 ada 33, 121 ada 48 ve 124, 122 ada 4, 123 ada 16, 128 ada 22, 132 ada 10 ve 14 ile 150 ada 3 parsel sayılı sırasıyla 1044,23 m2, 1428,74 m2, 1230,22 m2, 2607,77 m2, 2192,84 m2, 2109,67 m2, 2961,11 m2, 920,27 m2, 998,64 m2, 7218,70 m2, 1174,11 m2, 4339,85 m2, 3511,05 m2, 1283,30 m2, 1710,61 m2, 1545,88 m2, 1457,36 m2, 2877,48 m2, 2861,43 m2, 1875,96 m2, 444,95 m2, 1795,02 m2, 2522,54 m2, 1287,57 m2, 1843,89 m2 5527,39 m2, 1795,98 m2, 2328,28 m2, 1446,20 m2, 392,78 m2, 757,96 m2, 845,69 m2 ve 711,23 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar davalı olduklarından söz edilerek malikhaneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Kadastro tespitinden önce davacılar .... ve ... tarafından davalılar .... ve ... aleyhlerine açılan tescil davası görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. ... kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Davacı ... ve katılan davacı ...'in ölmesi üzerine dava mirasçıları tarafından takip edilmiştir. Mahkemece katılan davacı ...'in davasının reddine, davacılar .... ve ...'ın davasının kabulüne, 101 ada 179, 104 ada 128, 108 ada 20, 112 ada 24 ve 25, 113 ada 84 ve 121 ada 48 parsel sayılı taşınmazların davacı ..., 101 ada 61, 170, 177 ve 231, 104 ada 41, 126, 132 ve 212, 109 ada 18, 110 ada 28, 111 ada 15, 18, 33 ve 74, 113 ada 82, 99 ve 101, 115 ada 19, 120 ada 33, 121 ada 124, 122 ada 4, 123 ada 16, 128 ada 22, 132 ada 10, 14 ve 150 ada 3 parsel sayılı taşınmazların davacı ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı .... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava ve temyiz konusu 101 ada 61 ve 170, 104 ada 41, 126, 128, 132 ve 212, 108 ada 20, 109 ada 18, 110 ada 28, 111 ada 15, 18, 33 ve 74, 112 ada 24 ve 25, 113 ada 82, 84, 99 ve 101, 115 ada 19, 120 ada 33, 121 ada 48 ve 124, 122 ada 4, 123 ada 16, 128 ada 22, 132 ada 10 ve 14 ile 150 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde aktarılan dava tarihinde zilyet davacılar .... ve ... yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen delillerle saptanmıştır. Bu nedenler ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre mahkemece oluşturulan hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı ....'nin 101 ada 61 ve 170, 104 ada 41, 126, 128, 132 ve 212, 108 ada 20, 109 ada 18, 110 ada 28, 111 ada 15, 18, 33 ve 74, 112 ada 24 ve 25, 113 ada 82, 84, 99 ve 101, 115 ada 19, 120 ada 33, 121 ada 48 ve 124, 122 ada 4, 123 ada 16, 128 ada 22, 132 ada 10 ve 14 ile 150 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yerinde görülmeyen temyiz itirazların reddi ile bu parsellere ilişkin hükmün ONANMASINA, .... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 2-Davalı ....'nin 101 ada 177, 179 ve 231 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece dava ve temyize konu 101 ada 177, 179 ve 231 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen koşulların oluştuğu gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. Ne var ki; taşınmazların sınırında eylemli olarak 101 ada 251 sayılı mera parseli bulunmasına rağmen mera araştırması usulüne uygun yapılmadığı gibi davacı tarafın tutunduğu 880, 889, 892 ve 952 tahrir sayılı vergi kayıtlarının kadastro sırasında hangi parsellere revizyon gördüğü sorulmamış, dava aktarıldıktan sonra yapılan keşiflerde kayıtlar keşif mahallinde uygulanmamıştır. Eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulamaz. Somut olayda uyuşmazlık dava ve temyiz konusu 101 ada 177, 179 ve 231 parsel sayılı taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak, mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır. Taşınmazların bulunduğu köyde tahsisli mera bulunmadığı belirlendiğine göre mahkemece dava ve temyiz konusu taşınmazların bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek, taraflarla akrabalığı bulunmayan ve elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile kadim mera araştırması yapılarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekir. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı tarafın tutunduğu 880, 889, 892 ve 952 tahrir sayılı vergi kayıtlarının dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava ve temyiz konusu 101 ada 177, 179 ve 231 parsel sayılı taşınmazlar ile revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve komşu taşınmazları, 4342 Sayılı Yasaya göre mera olarak tespit edilen 101 ada 251 parsel sayılı taşınmazı bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, daha sonra dava konusu taşınmazların bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı üç yerel bilirkişi, taraf tanıkları ile uzman bilirkişi, tapu fen memuru ve uzman ziraatçi bilirkişi ile tutanak bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, dayanılan 880, 889, 892 ve 952 tahrir sayılı vergi kayıtları yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden tanık bilgisine başvurulmalı, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellerin dayanak kayıtları ile kayıt bulunamaması halinde tutanak içerikleriyle denetlenmeli, uzman bilirkişiden keşfi denetlemeye imkan verecek şekilde rapor alınmalı, böylece dava konusu taşınmazların davacı tarafın tutunduğu vergi kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız belirlenmeli; dava konusu taşınmazların kayıtların kapsamı içinde kaldığı saptandığı takdirde, dayanılan kayıtlarda kır okuyan yönlerin bulunduğu ve sınırda eylemli olarak 101 ada 251 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırıldığı dikkate alınarak kayıtların lehe olduğu kadar aleyhe de delil teşkil edeceği dikkate alınarak değişken sınırlı kayıtlara yüzölçümü ile kapsam tayin edilmeli, taşınmazların dayanılan kayıtların dışında kaldığı saptandığı takdirde kadim mera olup olmadığı belirlenmeli, mera olmadığının belirlenmesi durumunda zilyetlik araştırması yapılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı ....'nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile 101 ada 177, 179 ve 231 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükmün BOZULMASINA, 14.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.