Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3854 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25380 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : Antalya 5. İş MahkemesiTarihi : 13/09/2013Numarası : 2012/489-2013/339 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gereçesiyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı, davalı işyerinde servis elemanı olarak çalışırken iş akdini, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi yıllık izinlerinin kullandırılmaması nedeniyle haklı olarak sonlandırıldığından bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödedilmesini istemiştir. Davalı, davacının iş akdini kendisinin feshettiğini, tüm haklarının ödendiğini, ibraname alındığını, hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır. Ancak 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı dönemde imzalanan ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. İbranamenin feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış oluşu 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen ibra sözleşmeleri için geçersizlik sonucu doğurmaz. İşçi ve işveren arasında işverenin borçlarının sona erdirilmesine yönelik olarak Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlülüğü öncesinde yapılan ibra sözleşmeleri yönünden geçersizlik sorunu aşağıdaki ilkeler dahilinde değerlendirilmelidir: Miktar içeren ibra sözleşmelerinde ise, alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde, Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir. Miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz etkisini ortadan kaldırmaz. Somut olayda, dosyaya sunulan 8.7.2011 tarihli ibranamede, davacıya 837,00 TL. Fazla mesai ödemesi yapıldığına dair kayıt bulunmaktadır. Davacı isticvap edilerek ibraname gösterilerek bu parayı alıp almadığı sorulmalı ve bu beyan dosyadaki tüm deliller birlikte yeniden değerlendirilerek fazla çalışma alacağı hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm verilmiş olması bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halide davalıya iadesine, 13/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.