Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3830 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 4601 - Esas Yıl 2008





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: Kural olarak öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında kararlılık kazanan görüşlere göre kadastro davaları lehine tesbit yada kadastro komisyonunca adına tescile karar verilen gerçek yada tüzel kişiler arasında görülür. Bir başka deyişle kadastro davaları hakları çatışanlar arasında görülür. Somut olaya bu olgular eşliğinde bakıldığında dava dilekçesinde hasım olarak gösterilen Kadastro Müdürlüğünün davanın gerçek tarafı olmadığı kuşkusuzdur. Gerçekten Kadastro Müdürlüğü Başbakanlığa bağlı Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde kadastro faaliyetlerini yürüten idari bir birimdir. Açıklanan nedenlerle Kadastro Müdürlüğüne yöneltilen davanın husumet yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne varki, Kadastro Müdürlüğü dışındaki davalı taraf hakkında oluşturulan husumet kararı ise az yukarıda saptanan hukuksal olguların ışığı altında doğru değildir. Davanın açıldığı günde Kadastro Müdürlüğü dışında kalan davalı taraflar hakkında gerçek hasma yöneltilen bir davanın var olup olmadığının belirlenebilmesi için iddianın öne sürülüş biçimi ve dava dilekçesi içeriği dikkate alınarak taşınmaz başında keşif yapılması zorunludur. Ne varki, mahkemece bu olgular üstünde durulmamış ve bu doğrultuda keşif yapılmamış olmasının yasal nedenleri de karar yerinde gerekçeleri ile tartışılıp açıklanmamıştır O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle davanın niteliği ve kapsamının belirlenebilmesi için yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi hazır olduğu halde çekişmeli taşınmaz başında keşif yapılmalı, geniş kapsamlı kadastro paftasının ölçeği ile davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının dayanağı kamulaştırma haritasının ölçeğiyle eşitlendikten sonra haritalar yerine çakıştırılarak yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal yada yapay sınır yerlerinden varsa değişmez nitelikte sınır yerleri sayılabilecek kişi taşınmazlarından da yararlanılmalı, bu yolla dava ve temyize konu taşınmazın kadastro tesbiti sırasında tutanağının düzenlenip düzenlenmediği duraksamasız belirlenmeli, tutanağının düzenlendiği saptandığı takdirde uyuşmazlığın Kadastro Mahkemesinde görülebileceği, tutanağının düzenlenmeyip kadastro dışı kalan kesim var ise bu nitelikteki davaların genel mahkemede görüleceği görev konusunun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözönönünde tutulacağı düşünülmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre de sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 9.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.