Mahkemesi : Alanya İş MahkemesiTarihi : 14/02/2013Numarası : 2010/104-2013/72 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, 25.02.2010 tarihinde resepsiyon sorumlusu M.. A..’nın kardeşinin askere gitmesi nedeniyle telaşları olduğu, bu nedenle hiç uyumadığını, ayakta durmakta zorlandığını ve yerine bir müddet bakmasına rica etmesi üzerine, bir süreliğine arkadaşının yerine baktığını, bu esnada Mustafa’nın uyurken görülerek tutanak tutulduğunu, Mustafa’nın da işine son verildiğini, kendisinin de 26.02.2010 tarihinde işine son verildiğini, fesih işleminin haksız olduğunu belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacının iş bölümüne aykırı davrandığını, diğer işçinin yerine geçerek gizlice uyumasına yardımcı olduğu, sorulduğunda ise yemeğe gittiğini belirterek yalan söylediğini, asli görevini yapmayarak otele gelen müşterileri karşılama ve valizlerini alma görevini aksattığını, bu nedenle haklı olarak iş akdinin feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. . Mahkemece, şekilsel olarak davacının görev alanı dışında bir başka çalışanın görevini üstlenmesi, izinsiz başka bir iş yapması haklı fesih sebebi gibi görülmekte ise de, işçiler arası dayanışma gereği ve tekrarı olmamış bir hususta hem de kendi görev alanı sayılabilecek bir alanda iyi niyetli olarak arkadaşını kısa bir süre idare eden bir işçinin bu davranışının yaptırımı olarak davalı işveren tarafından işten çıkartılması fesihte ölçülülük ilkesine aykırı görüldüğünden, taraflar arasındaki iş ilişkisinin davalı işverence haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. İşçinin eleştiri sınırları içinde kalan söz ve davranışları ise, işverene haklı fesih imkânı vermez Davacı işyerinde belboy olarak 3 yıl 11 ay 8 gün süreyle çalışmıştır. Olay günü, gece vardiyasında, resepsiyonist M.. A..’nın çok yorgun olduğunu, ayakta uyuduğunu söylemesi üzerine, arkadaşının yerine bakmayı kabul etmiştir. Denetim esnasında ise M.. A..’nin lojmanda uyuduğu tespit edilmiştir. Bunun üzerine resepsiyona giden otel müdürü K.. Ü.., davacıya resepsiyonisti sorduğunda yemekte olduğunu söylemiştir. Olayın bu şekilde gerçekleştiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece davacının eylemi işverene tazminatsız olarak iş akdini sonlandırma yetkisi verecek şekilde değerlendirilmemiştir. Ancak davacı olay esnasında kendi görev yerini terk ederek, resepsiyonistin yerine geçmiş ve kendi görevini ihmal etmiştir, ayrıca otel müdürünün resepsiyonisti sorması üzerine de yalan söylemiştir. .../..Hal böyle olunca işveren açısından işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle iş akdini haklı nedenle tazminatsız olarak sonlandırma hakkının doğduğunun kabul edilmesi gerekecektir. Mahkemece işveren feshinin haksız olarak kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı tarafa iadesine, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.