Mahkemesi : Adana 5. İş MahkemesiTarihi : 11/07/2013Numarası : 2011/821-2013/531 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, 2011 yılı Mayıs ayında göreve başlayan Müdür M. S..'ın hakaretle, gözle ve sözle taciz hareketleriyle karşılaştığını, ciddi anlamda rahatsızlık duyduğunu, hem müdüre hem de mağaza müdürlüğü'ne sözlü ve yazılı uyarılarda bulunduğunu, sonuç alamadığını, rahatsızlık verici hareketlerin devam ettiğini, bu nedenle işten soğuduğunu, çalışma hevesinin kalmadığını ve bu şartlar altında çalışmak istemeyip 12/08/2011 tarihli ihtarnamesi ile iş akdini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve ücret alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı, davacının iş akdini haklı sebeple feshettiğini ispatlayamadığını, davacı tarafından davalı şirkete yazılı uyarılarda bulunulmadığını, yalnızca sözlü başvuruların olduğunu, bunun üzerine Bölge Müdürünce davacının dinlendiğini, mağaza müdürünün sözlü bir şekilde uyarıldığını, bu olaydan sonra sık sık personel iddialarında herhangi bir değişiklik olup olmadığının araştırmaya devam edildiğini, mağaza personeli ile yapılan görüşmelerde "Murat beyi yanlış tanımış olduklarını ve artık hiçbir problemlerinin kalmadığını" beyan ettiklerini, bu sebeple mağaza müdürü hakkında herhangi bir soruşturma açılmadığını, daha sonra yeni açılan mağazalar ve rotasyon sebebiyle mağaza müdürünün başka bir mağazada çalışmaya başladığını, iş akdi fesih ihtarnamesinde yaşanan olayların Mayıs ayında gerçekleştiğini belirtilmiş olmasına rağmen fesih ihtarnamesinin Ağustos tarihli olduğunu, derhal fesih hakkını kullanmaya ilişkin 6 günlük sürenin de geçtiğini, işçi kendi isteği ile iş akdini feshettiğinden ihbar tazminatına hükmedilemeyeceğini, haklı fesih ispatlanamadığından kıdem tazminatı talebinin de reddi gerektiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş akdinin davacı tarafından feshedildiğinin kabulü ile bilirkişi raporunda belirlenen alacakların kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve kabul edilmesi durumunda da fiilen yapılan fazla mesailerin tamamının eksiksiz ödenip ödenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ücret bordrolarında fazla mesai ve genel tatil ücreti tahakkuku olan ayların dışlanması gerekirken fazla mesai ve genel tatil ücreti tahakkuklarının davacının hesaplanan alacaklarından mahsubu hatalıdır. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. 3-Kabule göre de davacının ücret alacağının dava açıldıktan sonra ödendiği anlaşılmakta olup Mahkemece ücret alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup davacının kararı temyiz etmediği de gözetilmek suretiyle ücret alacağına ilişkin dava konusuz kaldığından ücret alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermekle yetinilmelidir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.