Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3777 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22240 - Esas Yıl 2014





İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı, davalı işyerinde 2001 yılında kadroya geçmeden önceki dönem mevsimlik işçi olarak çalıştığı hizmetlerinin kıdemine sayılmadığını, 2011 - 2013 yıllarını kapsayacak 3. Dönem TİS’in geçici 4. maddesi gereği önceki işyerlerinde geçen çalışmaların da davalı işyerinde geçmiş gibi kabul edileceğine dair düzenleme gereği derece ve kademelerinin tespiti ile yeni derece ve kademeleri dikkate alınarak ilk kadroya geçişlerinden itibaren TİS’den kaynaklanan ücret farkı, yıpranma primi, ilave tediye farkı, ikramiye farkı alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İl Özel İdaresi), davacıya sözkonusu hakların 2011-2013 yıllarını kapsayan TİS ile tanındığını, bu nedenle geçmişe yönelik olarak talebin yerinde olmadığını, derece ve kademe tespitinde hata olmadığını, gerekli ödemelerin T??S’lere göre zaten yapıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının bilirkişi tarafından hesaplanan mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönem yönünden hak ettiği derece ve kademenin tespitine, yeni derece ve kademeye göre 5 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınarak alması gereken ücret farklarının davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davacının yasal ilave tediye alacağının 4857 sayılı Yasada düzenlenen ücret alacaklarından olmadığı, bu nedenle en yüksek banka mevduat faizine değil, talep gözetilerek yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek banka mevduat faizi ile tahsiline karar verilmesi gerektiği göz ardı edilerek, yazılı şekilde ilave tediye alacağına en yüksek mevduat faizi yürütülmesi hatalıdır. 3-Taraflar arasında davacı yararına hükmedilen avukatlık ücretinin tutarı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır. Mahkemece, karar tarihinde yürürlükte bulunan 2014 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınmadan 10. Hukuk Dairesinin 07.06.2012 tarih 2012/1795 E.-10684 K. sayılı kararına atıfla davacı yararına dilekçe yazım ücreti tutarında avukatlık ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir. Yapılacak iş, karar tarihindeki AAÜT gereğince seri davalardaki avukatlık ücreti hükümleri de gözönünde tutularak bu konuda tarife gereği bir hüküm kurmaktan ibarettir. O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 09.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.